İki şehrin hikayesi
-Paris ve Londra şehirlerinde geçen olayların Fransız Devrimi çerçevesinde anlatan tarihi bir romandır.
-Kitapta bir adalet kavramı vardır ancak aslında olan bir adaletsizliktir. Bu dönemde aristokrat bir aileye sahip olduğu için giyotinle idam edilenler artmış ve bu haksız idamlar ise Fransız Devrimi'nin yanlışlıkların ortaya çıkarmıştır. Bu doğrultuda burjuva ve aristokrasi arasındaki çatışmalar da gerçekçi ve gerilimli bir hikayeye dönüşmüştür.
-Romanın dili büsbütün alıcıydı diyemem ancak hikaye kendine çekiyordu. Çünkü bir merak unsuru vardı. Ve ister istemez o merak duygusuyla okumaya devam ediyorsunuz. Bunu dışında kitapta ilgimi çeken diğer bir durum ise Manet'in Olmpia'sından, stoacılıoğa, varoluşculuğa kadar, her karakter üzerinden bir tahlil yapılmış olmasıydı. Belki de okumaya sevk eden buydu.
-Kitabın en can alıcı cümlesi ise bence, "Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü..." olur