Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

170 syf.
10/10 puan verdi
·
27 günde okudu
Bir ruh gibi incelip yüzyıllar öncesine dönerek, sokaklarında dolaşmak, sofralarına konuk olmalı, kervansaraylarında dinlenmeli, çarşılarında alışveriş yapmalı, onlarla halleşip söyleşmelidir. Belki o zaman bir parçacık da olsa, şimdilerde anlamamıza, anlayıp da hayatımıza geçirmemize imkan kalmamış, çoktan unutulmuş o güzel geleneklerinin özünü kavrayabilir, hissedebiliriz. İncelen ruhlarımızla yüzyıllar öncesine uzandıgımızd.a usul usul dolaşmalıyız tarihin sokaklarında. Sadaka taşlarıyla neredeyse sokağın ortasına bırakılan paraların çalınmadığını, dükkanların kapıları eğreti bir mandalla tutturulduğu halde dönüp te kimsenin yan gözle bakmadığını görmeliyiz. Cumbalı ahşap evlerin, kocaman kapılarının sundurması altında nefeslenip, ahşapların silinmesiyle ortaya çıkan arap sabunlarının temizlik kokularını duymalıyız. Sıcak yaz günlerinde boğazımız kuruduğunda bedestende dağıtılan karanfil kokulu şerbetlerden içmeliyiz bir yudum ferahlık için. Camilerin bir kösesine konduruluvermiş kuş evlerinde eğleşen kumruların ‘hu hu’ları ile başka alemlere kanatlanmak, kendimizden geçmeliyiz. Ramazan akşamlarında büyük konakların iftarlarına katılıvermeli, mükellef bir sofrayla karnımızı doyurduktan sonra elimize tutuşturulan kadife keseyle bahşiş almanın mutluluğunu yudumlamalıyız asude bir çehreyle. Uzun kış gecelerinde soğuktan titrediğimizde kapımız çalınmalı bizim de. Yoksullara kömür dağıtan şefkatli vakıf eliyle ocağımız tütmeli, alevlerin sıcaklığı küçük odamızı kaplarken bedenimizle birlikte kalbimizde ısınmak. Aşkı, Dede Efendi’nin, Itrî’nin, nağmeleriyle hisseder ken, Balâ’nın, Fuzulî’nin, Nedim’in dizeleriyle dillendirmeli, Sinan’ın eserleriyle ateşinde yanmalıyız. Oradan yollara düşmeli, kocaman yüreklerimizle, aşkla yoğrulmuş benliklerimizle Kabe’ye yönelmeli, surre alaylarına katılmalıyız. Develerin ritimleriyle aylar boyu yol almalı, bilhırlaşan ruhlarımızla kutsal topraklara yüz sürmeliyiz. Belki o zaman, katılaşan cisimlerimizi zamanımızda bırakıp dünyalarına ulaştığımızda, onlar gibi oturup, onlar gibi olmayı öğrendiğimizde bir parçacık da olsa anlayabiliriz. Çalışmamda hikâyelerin tatlı diliyle o güzide insanları anlamayı, yüksek bir medeniyetin içindeki cevheri sergilemeyi amaçladım. Hatıralarıyla aramızda yaşadıklarını farzederek bu hatıralara vefa borcumu yerine getirmeye çalıştım. Bir pencere açmaya çalıştım yüzyıllar öncesine uzanan. Bir yol tutturmaya çalıştım ecdadımızı kucaklayan. Elim kısa, idrakim kısa,yolum kısa kaldı, ancak avuçlarıma topladığım bir kaç parça patlak taşla sizlere hâl anlatmaya çalıştım. Gönlüne, idrakine, ferasetine güvenenler o küçük pencereyi sonuna kadar açıp, benliğin dar patikalarından yürüyüp uzaklarda bir yerlerde kumlan sofralara konuk olup, zerafetle asaletin kaynaştığı yüreklere tanış olabilirler.
Osmanlı Hikayeleri 1
Osmanlı Hikayeleri 1Zehra Aydüz · İlkGençlik Yayınları · 201628 okunma
·
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.