Âlimlere karşı çok hürmetkardı. Mısır dönüşü Kemalpaşazâde ile at başı beraber sohbet ederek gelirlerken Kemalpaşazâde'nin atının ayağı çamurlu bir çukura girmiş ve ürken at, ayağını hızla çekince sıçrayan çamurlar sultanın kaftanını kirletmişti.
Kemalpaşazâde üzülmüş, mahcup olmuş ve ne diyeceğini bilememişti. Onun halini gören Selim Han:
"Üzülmeyiniz hocam. Âlimin atının ayağından sıçrayan çamur, bizim için üzüntü değil; bir iftihar vesilesidir:' Sonra adamlarını çağırarak: "Alınız bu çamurlu kaftanımı, öldüğüm zaman üzerime örtünüz" diyerek ilgililere teslim eder.
Yüzyıllardan beri bu kaftan, bir camekan içerisinde Selim Han'ın sandukası üzerinde durmaktadır. İlmin değerini ve ilim adamlarına verilen kıymeti gösteren bu hadise ve onun sergilendiği Selim Han Türbesi gençliğimize bir mektep değerindedir.