Ağzımdan aldın vallahi, ben de ''bağnaz'' diyecektim ama, çok ağır olmasın diye demedim. Maalesef bazı dinî şeylere Tolstoy'un bağnazlığa kaçan inançları var; bu bağnazlık da ailesini ve daha birçok şeyi ihmal etmesine neden oluyor, onu kötü etkiliyor ama o göremiyor, bağnazlığın kötü tarafı bu işte; Voltaire der ya ''Bağnazlık tanrıtanımazlıktan bin kat daha uğursuz ve tehlikeli bir şeydir,'' diye, Tolstoy da bu uğursuzluğun ağına yakalanıyor.
Öte yandan çelişkilerle dolu olması normal bir şey, her insan çelişkilerle doludur, çoğu zaman içimizdeki şeyler dışımıza uymaz. Fakat Tolstoy'unki başka bir boyut. İncelememde dediğim gibi bazen çok rahatsız edici olabiliyor, bazen de çok iç açıcı oluyor. Ayrıca çoğu Rus yazar nutuk çekmez; örneğin Dostoyevski, Gogol, Puşkin, Gonçarov vs. Hatta Dostoyevski'nin Suç ve Ceza'sı insanın içiyle dışının birbirine hiçbir zaman uyamayacağının somut bir örneğidir. Ama ne yapalım, Tolstoy böyle ve biz Tolstoy'u böyle seviyoruz.
Teşekkür ederim değerli yorumun için, eksik olma. :)