Sizi kendi çocuğummuş gibi sevdim, diyordu diktatörün karısı odaya. O başını sallıyordu, tırnak makasını Adina 'nın elinin yanında masanın üzerinde gördü ve siyah kürk başlığını alnına çekti. Aynı başlığı bir kaç gündür giyiyordu. Sonra kurşunlar ekrandan geçti, bir kışlanın duvarına saplandı, avlunun en pis çıplak köşesine.
Duvar delik deşik ve bomboş duruyordu.
İki yaşlı çiftçi yerde yatıyordu, ayakkabılarının tabanları odaya bakıyordu. Başlarının çevresinde ağır asker postalları duruyordu. ipek eşarpları başlarından boyunlarına kaymış. Onun siyah kürk başlığı kaymamış.
Bu hangisiydi, aynısı, sonuncusu.