Yalanın Siyaseti
Posttruth kavramı yalanın icadı değil insanların bu yalanlara kitlesel olarak tamamiyle sezgisel sebeplerle inanma çabasıdır. Hakikat kişiselleştirilerrek objektif bir olgu olmaktan çıkıp subjektifleştirilmiştir.
İkinci dünya savaşının ardından seçkinler popülist bir tutm ile iktidara gelmiş rejimlerin dünyanın başına ördüğü çorap yüzünden halk katımının azaldığı bir rejim(sistem) kurulmuştur.
Posttruth’unda yardımı ile halkın(mağdur halkın) sesi olarak kendini tanıtan popülist siyasetçiler yüseklmeye başlamıştır
Bu durumun önlenebilmesi için belirli bir bilgi birikimene sahip olmakla kalmayıp, bu bilgileri pratik hayata aktarabilme, sorgulayıcı ve eleştirel düşünmeyi başaran bireyler gereklektedir.
Bu donanıma sahip olmayan insanlar(bireyler) rasyonel düşünme becerisine sahip olmadıkları için olaylar karşısnda belirli kanaat önderleri ve cemaatlerin peşinden giderek, kendilerinin zararına ve bu kanaat önderleri ve cemmalerin çıkarına göre hareket ederek kandrılmakta ve kullanılmaktadır.