Sabahattin Ali'nin 1930 ile 1947 yılları arasında yazdığı yazıları ve kısa söyleşilerinden oluşan kitap, dönemin siyasi gündeminden ülkemizin ekonomik durumuna kadar bir çok konuda yazarın bakış açısıyla bilgi sahibi olmamızı da sağlıyor. Maksim Gorki'yi Rus edebiyatının rehberi, Knut Hamsun'u yalnızca dâhilerde görülen bir ayrıcalık ile tanımlayan Sabahattin Ali, Norveç edebiyatının bu ünlü yazarını Dickens, Balzac ve Dostoyevski ayarında bir romancı olarak saymaktadır. Shakespeare'den Goethe'ye, Nietzsche'den Marx'a bir çok ismi Sabahattin Ali'nin nazarıyla anlatan eser, edebiyat ve felsefe dünyası hakkında da ilginç konulara değiniyor. Shakespeare'in eserlerinin aslında Francis Bacon'a ait olduğu ve Shakespeare isminde bir yazarın aslında hiç var olmadığı söylentilerine karşı yazdığı "Shakespeare Meselesi" başlıklı yazıları bile, Sabahattin Ali'nin ne kadar donanımlı ve aydın bir fikir adamı olduğunu gözler önüne seriyor. Kitabı okurken sanki yazar tüm canlılığıyla yanımızdaymış da sohbet ediyormuşuz hissine kapılıyoruz ister istemez. Bu duyguyu kitabın genelinde yaşamak mümkün. Yazarın en önemli eleştirilerinden biri de günümüzde hâlen ısrarla devam etmekte olan çeviri kitaplardaki yanlış isimlendirme. Ayrıca çevirilerin aslına sadık olmaması ve çevirmenin kitap ve yazar hakkında yeterince bilgi sahibi olmaması da dikkat çekici hususlar. İkinci dilden çeviri konusunda da yine Goethe'nin Werther'inden yola çıkarak Almanca bir eserin Fransızca tercümesinden dilimize çevrilmesinin anlamsızlığı ve yanlışlığı üzerinde durulmakta. Bin dokuz yüz kırklı yıllarda henüz genç birer yazar ve şair olan Orhan Kemal, A.Kadir, Rıfat Ilgaz gibi isimlere yazdığı övgü dolu sözler kitaba ayrı bir anlam katıyor. Sabahattin Ali'yi farklı bir açıdan okumak isteyenler için tavsiye edebileceğim bir eser diyebilirim Markopaşa Yazıları ve Ötekiler için.

Markopaşa Yazıları ve ÖtekilerSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 19982,327 okunma

·

15 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Özgür Köktürk