Altıncı Koğuş, düz anlamına baktığınızda akıl hastanesinde geçen hüzünlü bir öykü gibi görünüyor. Aslında devrim öncesi Rus toplumunun cahilliğini ve erdemsel çıplaklığını (Bu kelime benim uydurmam, erdemlerden yoksun olması demek istiyorum) ortaya koyuyor. İnsanların; yaşama edimini gerçekleştirmek dışında bir varoluş kaygıları yok, bu edimi daha kolay kılabilmek için de her türlü yozlaşmaya açıklar. Anton Çehov, azla çok anlatmanın ustası, Altıncı Koğuş da belki bunun en iyi örneklerinden...