Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

208 syf.
·
Puan vermedi
irade ve duyarsızlaşma
Kitap özeti : Adem güneş, 4 yaş sonrası çocuğun her istediğinin yapılmasının irade zayıflığına neden olduğunu söylüyor. Cimri ailelerin çocuklarının aidiyet hissinin zayıf olmasına ve kendini değersiz hissetmesine değinilmiş. Bağımlılık arttıkça irade zayıflar demiş. Bir şeyi yapmama sebebi aslında keyif aldığı bir şeyden vazgeçememesiymiş. O daha küçük diyerek çocuklar arasında ayrım yapılmamalı diyor Adem Güneş. Hatta çocuklar kendisi gibi değil kendisinden beklendiği gibi davranması istendiğinde aslında ikiyüzlülük öğretiliyor. Çocuklarıyla övünen bir ebeveyn olduğunda çocukta tekrar başarılı olamama korkusu başlarmış. Engellenen çocuk agresifleşir demiş. Merakı engellenmemeli ve belli yaşa kadar serbest bırakmalı ve merakı konusunda güvenli sınırlarla desteklenmeliymiş. Taşkın çocuklar anne-babaya duyarsızlaşmışsa büyük ihtimal baskı ve engelleme altındadır. Siz sohbetle çay koyarken çocuğa hadi yatağa denmez demiş. Duyarsız çocuk hızlanır ve kendini oyalayacak şeyler bulur, yetişkine kendini sevdirmeyi başaramazsa sevgiye ihtiyac duymaz hale gelir, agresifleşir söz dinlemez ve simasında mutsuzluk hali olur, aileyle birlikteyken mutlu olmaz odasına cekilir arkadaslariyla daha mutludur, bahane ve yalan soylerler, kavgaci, kararlidirlar, guclu kendi islerini hallediyor görünürler, mahcubiyet ve utanma duygusu kaybolur, şiddeti çözüm görür, aşırı internet, tv kullanir. Duyarsizlastikca sertlesip, katilasir. Duyarsizlikla baskalarina zarar verebilir ancak kendisi zarar görürse çıldırıp kafasını duvarlara vuracak derecede kendine de zarar verebilir. Bunun sebebi çaresizliktir ve zavallı durumuna düşer. Oyunda yenilse kabullenmez. İkinci adam olmayı kabul etmez. Duyarsızlığın ilacı yavaşlamaktır. Bu çocukta olmayan şey özgüven değil iradedir. İradesi daha o küçükken ailesi tarafından ezilmiş ve yok sayılmıştır. Kendisi olmasına fırsat verilmemiş ve pısırık olarak tabir edilmişlerdir. İradesini ebeveyne teslim etmeyen çocuklar ise arsız, yaramaz olarak nitelenmiştir. Bu engellemiş çocuklarda ergenlikte anne babasına asi olur. Evde sevgi şefkati besleyenin anne, kural koyan otoritenin baba olmasi gerektiğini savunmuş. Annenin bebeğini iki yıl emzirmesi gerektiğine ancak kadının kariyeri ile çocuğu arasında seçim yapmaya zorlanmasına karşı çıkmış. Eleştirel ortamda büyüyen çocuklar çekinik ve kendini gizleyen kişilik geliştirdiğini söylemiş. Güvenli bağlanma testinden bahsetmiş. Yürüyen merdivene konan çocuk anne-babasına el sallıyor gülüyorsa güvenli bağlanmıştır. Güvenli bağlanamayan çocuk yüzmeyi geç öğrenir suda ahtapot gibi ebeveyne yapışır diyor. Güvenli bağlanamayan çocuk ebeveynden ayrı tek başına hayatta kalmayı öğrenmek zorunda kalır ve kimseye güvememez, kendini korumaya ve güçlü kalmaya çalışır. Çocukların kendi yavaş dinginliği varmış biz ebeveynler çocuklara hadi çabuk yaz, çabuk giyin derken onun algılamasını bozuyormuşuz. Hızlı kişiler duyarsız, algısı düşük, hiperaktif denen kişiler olabilir diyor. Çocuk dikkatini ve algısını yoğunlaştırdığı şeyi iyi öğrenir bunu engellememek lazım. Misafirliklerde çocuğa kaş göz yapmak, kahkaha atıyor diye çocuğa kızmak gibi engelleme davranışlarına şiddetle karşı çıkmış. Kesinlikle güvenli bağlanma için çocuk korkup uyandığında annesini yanında bulmalı diyor. Akşam tüm aile bireyleri aynı saatte yatmalı ve erkenden dinç şekilde uyanmalı diyor. Hiperaktif çocukların bir kısmı ihmal ve şiddet mağduru, diğer kısmı da ekran ve ambalajlı gıda mağdurudur demiş. 3 tane his yetişkinlikte kalıcı olur diyor bunlar değersizlik, yetersizlik, suçluluk hisleri. Bir çok çocuk merak duygusunu yitirdiğinden bugün eğitim sorunları varmış. Ödül yerine hediye verin çünkü hediye koşulsuz verilir demiş. Çocuk ebeveynlerinin olaylar karşısında kendisine verilen tepkilere göre kendisi hakkında değersiz düşüncelere kapılarak düşük sosyal benlik algısı oluşturur. Sonrasında ben böyle işe yaramaz biriyim diye düşünerek kaygılanır ve kendisini yetersiz, ezik, güvensiz hisseder. Bu kişiler evlilikte eşlerine, çocuklarına saldırgan tutum sergiler, pozitif eleştirileri saldırı olarak algılar ve savunmaya geçer. İhtiyacı olan tek şey sevgi ve sıcak bir iletişim... Bu insanlar değer görse de kendisi değerli olduğunu içselleştiremez neden değerliyim ki diye sorgular, anlayamaz. Bu maalesef kolay kolay değişmezmiş, kendine değer veremezmiş. Sürekli aşağılandıkça, dalga geçildikçe, eleştirildikçe, kıyaslandıkça, küçük düşürüp alaya edildikçe çocuk bu değersizliği, yetersizliği kabullenir ve bunu düzeltmek için çaba göstermez. Mesela ben tembelim, akılsızım diye düşünen çocuk ders çalışmaz. Özgüven eksikliğinin sebebi de yetersizlik hissidir. Yapabiliyorum duygusu okulöncesi dönemde oluşur.
Doğal Ebeveynlik
Doğal EbeveynlikAdem Güneş · Timaş Yayınları · 2013762 okunma
·
91 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.