Kadının "doğası" onun kamusal alandan dışlanması için yeter mi? sorusuna belki de en doyurucu cevap antropolog ve bir feminist olarak Margaret Mead'ten gelmiştir. Mead Üç Yeni Gine kabilesini inceleyerek cinsiyet ve toplumsal cinsiyetin evrensel düzeyde birbirine tekabül etmediğini "erkek" ve "kadın" biyolojik kategorileri ile "erkeklik" ve "kadınlık" kültürel özellikleri arasında hiç bir "doğal" bağın bulunmadığını ortaya koyarak göstermiştir