Adorno'nun Alman felsefe jargonu-ideolojisi üzerine eğildiği; bunu yaparken Hegel, Heidegger, Jaspers, Sartre, Freud gibi düşünce tarihini ve daha da çok Alman ideolojisini derinden etkileyen kişileri ve görüşlerini ele aldığı kitabı.
Filozof kendini maddecilik ve metafizik arasında bir yerlerde konumlandırdığı için varoluşçuluk ve psikanaliz gibi çatışmalı görüşleri ele alırken, bulunduğu bu noktadan hareketle aslında kendi jargonunu daha doğrusu sahicilik jargonu adını verdiği görüşleri aktarıyor okuyucusuna. Bilhassa Karl Jaspers'ın köktenci varoluşçuluğa karşı çıkarak savunduğu varoluş felsefesini ve Adorno'nun Jaspers'tan yaptığı nokta atışı alıntıları ile ortaya koyduğu Heidegger ve Sartre eleştirilerini okumak keyif vericiydi.
Yazar hakim ideolojilerin, bu ideolojileri yaratanların toplumu sosyokültürel ve siyasi anlamda nasıl etkilediğini ve en önemlisi jargonumuzun neye göre şekillendiği hiç sıkmadan, akıcı bir şekilde anlatmayı başarmış.