Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

416 syf.
9/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Mekânı Merkeze Almak ve Âkif Emre'yi Tanımak
Bismillah. Önce şu soruyu sormama müsaade edin: Âkif Emre'yi ne kadar tanıyoruz? Ben henüz pek de tanıdığımı iddia edecek bir vaziyette değilim. Ancak bildiğim, tanıdığım Âkif Emre benim için müstakim bir duruşun "portre"si. Kendisinden haberdar oluşum nisbeten geç oldu. Bununla beraber ilk eserini de henüz okudum. Bazı yazarların ilk eserini okuduktan sonra şöyle dersiniz: "Artık bu adamı okumayacağım." Bazıları içinse dilinizden dökülenler şöyle olur: "Bu adamın sanırım tüm kitaplarını okuyacağım." Birinci ifade düşünce dünyamız için okuduğumuz şahsın ne kadar dikkate alınamaz olduğunun ifadesi ise ikinci ifade de tam tersi dikkate alınacak, kulak verilecek birisinin olduğunun işaretidir. Âkif Emre merhum için ben ikinci ifadeyi tercih ediyorum. Kendisi 2017 yılında kalp kriziyle hayata veda eden Âkif Emre'yi sözüme kulak verecek tüm dostlarımın tanımasını istiyorum. Zira bizim etrafımıza bakıp da, Müslümanların çözülmelerinin bu kadar had safhada olduğu noktada böyle müstakim adamları bulabilmek pek nadirdir. Haberdar olduklarımızı birbirimize örnek olarak göstermemiz ise pek tabiidir. Kitabımıza gelecek olursak: Baştan sona mekân, mimâri, estetik idrakini satır aralarında kimi zaman yakınarak, kimi zaman tasvirle, kimi zaman müşahade edilen başka memleketler üzerinden değerlendirmelerle ifade ediş mevzubahis. Şöyle ki kitabı okuduktan sonra çevreme olan dikkatimle beraber hususen bu sıralar İstanbul'da bulunmamdan mütevellit çarpık yerleşim, modern mimarinin ruhsuzluğunun her yerde hayli baskın oluşu dikkatimi cezbetti ve daha da rahatsız oldum. Zaten fark etmek rahatsızlığı doğuran bir durumdur. Bir yerde yanlış varsa ona yönelik rahatsızlık ancak onun yanlış olduğu ikrar edildikten sonra zuhûr eder. Bu kitap merhum Âkif Emre'nin çıkan son kitabı, bundan ayrı iki kitabı da çıkacak sanırım (vefat etmeden önce isimlerini vesair kaydetmiş notlarına, yazıları birleştirilip yayınlanıyor). Müslümanlar olarak tabiata, bulunduğumuz mekâna bir dikkat etrafında bakmaz isek mekanın fâili (öznesi) değil mefûlü (nesnesi) oluruz. Elân içinde bulunduğumuz mekânların çoğundan da İslâm değil modernite tüttüğüne göre teslimiyetimiz İslâm'a değil moderniteye olur. Yağmur yağdığında yağmur tanelerini karşılayan ve mübarek başlarını yağmura açan Kâinatın Efendisindeki dikkat ve rikkati örnek alırsak varacağımız yer fıtrat olacaktır. Fıtrat Allah'ın yarattığı saflık üzerinde olmaktır ve bunun temsilcisi de Hazreti Peygamberdir çünki. Kaybettiğimiz dikkatimizi kazanmak duasıyla… Selâmetle.
Mekanı Paranteze Almadan...
Mekanı Paranteze Almadan...Akif Emre · Büyüyen Ay Yayınları · 202021 okunma
··
282 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.