Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

304 syf.
·
Puan vermedi
Azda olsa kaldı mı haysiyetimiz? Bu seneye damgasını vuran bir “İncınmışsın Dedi” videosu var. İzlemediyseniz hemen izleyin lütfen. Arkadaşı adama soruyor: “Hasan Ağabey bugün psikoloğa gidecektin ne yaptın?” Hasan Ağabey cevap veriyor: “İncınmışsın dedi.” “Ne dedi?” “İncınmışsın dedi.” “O ni dimek?” “Okumuş kadın. Hayatını ......... diyemedi, incınmışsın dedi.” Sizce bu video neden viral oldu? Neden bu denli tutuldu? Ya da biz neden ona bu kadar tutulduk dersiniz? Çünkü orada aynaya bakarcasına kendimizi gördük. İncındık. “Sokaktaki Adam” incındı. Biz incındık. Haysiyetimiz incındı. “Belki de televizyon izleyip gazete okudukça sonu hiç gelmeyecek bir kişisel mağlubiyetle her gün yüz yüze geldik.” Yorulduk. Prof. Dr. Kemal Sayar, “Büyük inşaatlar yapabilirsiniz ama sizi yücelten insanlar o büyük inşaatların içinde kendilerini kaybolmuş hissettiklerinde haysiyetleri zedelenir. Yollar ve köprüler önce sokaktaki insanın kalbine çıkmak zorundadır” diyor. Kaybolduk! Yaşar Kemal, “İnsan evrende gövdesi kadar değil yüreği kadar yer kaplar” demiş ya hani, işte o cümledeki “yüreğidir” insanın haysiyeti. Haysiyet kırgınlığının ayaklanması, ruhun ayaklanmasıdır. Ayaklanabilen bir ruhsa, insanın mucizesidir. İnsanı insan yapan yegâne mucize... Yaşamaktaki efsun o ruhun, o okyanusa dalmasıyla bulunur. Mevlana’nın ‘‘okyanus gibi bol haysiyet’’ dediği cevher oradadır işte. La Fontaine’in Masalları’nı biliyorsunuzdur. “Kurtla Kuzu” masalını da keza... Hak dediğin kuvvetlinin hakkıdır. Bir kuzucuk eğilmiş, bir pınardan su içer. Aç bir kurt yanına gelir. “Suyumu bulandırma hakkını kimden aldın?” diye sorar. Kuzu kıvranır, ezilir, büzülür daha da küçülür. “Efendimiz” der. “Devletmeabınız hemencecik hiddet buyurmasınlar, su içtiğim yer sizden aşağıda, aşağıya bakıyorum,siz yukarıdasınız, üstelik çok yukarıda. İstesem de bulandıramam suyunuzu.” Kurt “Bulandırıyorsun işte” diye kuvvetli bir şekilde hırlar. “Üstelik hakkımda neler konuştuğunu da biliyorum.” “Ben” der kuzu. “Konuşmayı daha yeni öğrendim, sizin hakkınızda nasıl konuşmuş olabilirim?” “Sen değilsen kardeşindir, ne mal olduğunuzu âlem bilir” diye daha da kuvvetli hırlar kurt. “Benim hiç kardeşim yok ki” diyecek olur zavallı kuzu. “O zaman ya köpekleriniz ya çobanlarınız ama illa ki sizden biridir” der kurt. Ve kuzunun kendini savunmasına fırsat bırakmadan onu oracıkta yiyiverir. Güçlünün adaleti de böyledir işte. Önce adaletin gücünü yener, sonra da haysiyeti iğdiş eder. Ancak devran elbet döner. Ursula Le Guin, “Dünyadaki bütün umut, hiç hesaba katılmamış insanlardadır” der. Kim bilir belki günün birinde, pınarın kenarına su içmeye giden bir kuzu, kurdun yanaştığını görür görmez niyetinin farkına varır. Zira bir kurt, bir kuzuyu yemeyi kafasına koymayagörsün. Her türlü bahanenin gölgesine sığınır. Kurt haksız yere hırladıkça ve kuzuya doğru ilerledikçe, kuzunun kırmızı çizgisine dayanır. İşte orası haysiyet noktasıdır. Hikâyemiz de zaten o noktada değişir. Kurt kuzuyu yemeden önce tam “Sen değilsen kardeşin, o değilse köpeklerindir, olmadı çobanların suçlu” diyecekken, haklı olan kuzu kuvvetli olan kurda karşı cesaretini kuşanır. Çünkü arkasına, kardeşleri, köpekleri, çobanları ve tüm haklılığını, yanına da haysiyetini almıştır. Adaletsizliği değiştiremez ama adaletsizlik karşısındaki duruşunu değiştirir. Tarihin makûs döngüsünü de... Ve bu sayede, hikâyenin nasıl biteceğine artık kuzular karar verir. Haysiyet sayesinde...
Haysiyet
HaysiyetEce Üner · Destek Yayınları · 20211,512 okunma
·
69 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.