Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Aynalı Baba,Raci ve Ben
Kitabı okurken ara ara nihavend makamında ney taksimi eşliğinde uyku seansları yapıyordum.Fonda üflenen ney 'in tesiri yer yer artıyor satır arası boşluklarından ruh'uma nakşediyordu.Muazzam bir haz duygusu ile okumaktan bitap düşmüş gözlerim ne kadar karşı koymaya kalkışsa da yine böyle bir anda uykuya teslimiyetini sunmaktan geri kalmamıştı. Gözlerimi açtığımda sokak lambalarının yer yer aydınlattığı uzunca bir yoldaymışım. Nerede olduğumu anlamaya çalışırken yanımdan bir hışım adamın biri geçiyor topuklarının asfalta değmesi ile çıkardığı ses hafif aydınlık bu yolda kulaklarımda yankılanıyor.Adamın nereye gittiğini merak edip,arkasına takılıyorum.Epeyce yol aldıktan sonra mezarlığa doğru yönelip, eskice bir kapıdan içeri giriyoruz.İlk başta bir ürperti alsa da bedenimi, koca çınarlar altında yatan birçok kabir görünce,ruhumda hafifleme hissediyorum.Arkasında yürüdüğüm adamla otları eze eze eski bir kulübeye varıyoruz ve bizi yaşlıca bir adam karşılıyor.Kulübeden yayılan cezvedeki pişmiş kahvenin kokusunu içime çekiyorum.Yaşlı koca çınarın dizinin dibine doğru çömelip bağdaş kuruyorum. Beni görmüyorlar. Konuşmalarına kulak kabartınca adamın isminin Raci yaşlı adamın ismi'nin ise Aynalı Baba olduğunu öğreniyorum.Aynalı Baba uzunca neyini alıp üflemeye başlayınca başka alemlere götürüyor bizi. Bu böylece tam dokuz gün sürüyor. Raci ile yokluğa doğru Hindistan yollarından tutun da zulmedenlere karşı savaş meydanında pehlivanca çarpışıyor,gerçek bilgi ve dönüş yolunda âlimlerin toplantı yerlerini ziyaret ediyorduk.Anka kuşunun sırtında yol alıp farklı alemleri seyir ediyorduk. Yeri geliyor karınca oluyor bakış açılarımıza gülüyor yeri geliyor hüzünleniyorduk. Hint padişahı'nın oğul olup masal dağına çıkıyor, kaf dağını arıyorduk. Bir kedinin sağ sağlim doğum yapmasına sevinip tören yapıyorduk. Ve yine yeri geliyor benliğimizi ve ruhumuzu anlamaya çalışıp, Berzah aleminde felsefeciler, yazarlar, şairlerle konuşuyorduk. Dertli beşerîyet olarak ah! çekip, mutluluğun kıymetinin ne olduğunu peygamberlerin ve bilge kişilerin ağzından işitiyorduk.Yine böyle bir günde yerimi almışken, Aynalı Baba kulübesinden nefis kahve kokusu eşliğinde çıkıyor.Raci ve bana yaklaşıp gülümsüyordu. Masaya bakınca üç kahve fincanı görüyorum. Aynalı baba geri kulübesine gidiyor. Bir elinde dumanı tüten cezve, diğer elinde bir urgan ile bize doğru geliyor.Kahvelerimizi doldurunca şaşkınlığımı gizleyemeyerek soruyorum :Beni görüyor muydunuz? Raci ile Aynalı Baba gülümsüyor birden urganı boynuma geçirip beni koca bir çınarın dibinde asıyorlar! Tam çırpınırken gözlerim açılıyor.Rüyamdaki boynuma geçirilen urgan'ın etkisiyle ellerimi boynuma atıyorum. Kulaklık boynuma dolanmış, ağzım kurumuş ve eşsiz ney taksimi durmadan devam ediyor. Başucumda duran kitaba bakıyor, Raciden ve Aynalı babadan ayrılışımın hüznü ile üflenen neye kulak verip bir kahve pişiyor ve fokurdayan cezve'nin başında kahve kokusu eşliğinde naçizane şu satırları kaleme alıyorum; Ruhumun kucakladığı ruhlara bedenim değmez olmuş Ruh'um hüzzam makamı Dilim durup söylemiş, kulak işitmiş ama sözlerim cüzzam olup Kalbe işlemez olmuş Gönlüm derdi devayı aramış merhemi yok ne çare. Ah Gönlüm! Gönlüm,harbi meydan olup derbeder olmuş. Boşuna ne diye debelenip durursun Ey biçare! Bundan böyle kâinatta,bendeki ben de Arzular susmaz olup da Nefsim ar edip,susar olmuş... Fonda çalan ney taksimi :youtu.be/mpyLlk0z6FQ
A'mak-ı Hayal
A'mak-ı HayalFilibeli Ahmed Hilmi · Sis Yayıncılık · 201216,8bin okunma
·
467 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.