Aptal bir çocuk gibi aynanın karşısına geçip ağzını yüzünü oynatmak tuhafına gitmişti. Yine de herkesin ayna karşısında benzer hareketlerde bulunduğunu düşündü ve kızgınlığı daha da arttı, çünkü herkes aptalsa kendisi de onlardan aşağı kalmıyordu.
Birbirine derinden bağlı bu iki ruha kafa yorduğu sırada olağanüstü, beklenmedik bir şeyin gerçekleşeceği içine doğdu. İki bedenin mekânsal ayrılığının hemen hiç belli olmadığını, ikisinin de tek bir bütünleşik ruhu paylaştığını düşündü.
Hayatı boyunca geçirmiş olduğu safhalar, hızla gözünün önünden geçiyor ve uykusuzluk eşliğinde söken gaddar şafaklarda, bütün hakikatleriyle yüreğini dağlıyordu.