Profil
Hıdırellez
Deniz Tanrısı gelecek de o güzelim kızları Öpüp okşayacakmış ... Başka ve o yaşta Niye beklesinler ki Kayaların başında O dallı giysileriyle Kimi bekler ki onlar Poseydon'dan başka Bu kayalarda durmuş Bu kızlar ne bekler ki Bir aşk için boğulmaktan başka ... Hepsi de karaya vurup Zeytinlerle keçi boynuzlarına kendilerini dağıtıp verip Kökten çıkan dallardan Yapraklar olmaya ... Rüyası bu Datça'nın Kadınları okudukça Okunacak bir güzel kadınlık ve güzellik
BİR BÜYÜK ARTİZE
SENleri eğlendirenler ençok BENleriyle sıkılır... Tut ki en şey yerinde o ben ... Va çare olaydı yalnızlık
Reklam
hınçla baktığım fotoğraflarda kalbimin kırığı fark edilse de parmağıma batan kıymık erteliyor yumruğumu fena şekilde . . ...
BIR RESMIN KARŞlSlNDA
Tasvir gibi bakma öyle yüzüme Bakar gibi gökyüzüne Mahzun mahzun Mazlûm, mazlûm!.. Ölmekle silinir mi sandın, Silinir mi, bre hâyin, İnsanları sevme suçun? ..
MEVLANADAN ZIVANAYA
Ya mutlu göründüğün gibi ol, Ya mutsuz göründüğün gibi öl!
Benim dengemi bozmayınız. Aşkım da değişebilir gerçeklerim de..
Reklam
Yazdıkların şiir değilse kalsın
Cennetse sevdan çık dışarı Solgun ışıklar Sessiz ağaçlar parklarla O cümbüş gecesini de tak peşine Yazdığın şiir değilse bırak bunları kalsın..
Şimdi geç bunları geç parkları geç Hepimizin yırtılır gibi olan ağzına bak
En son nerde karşılaştık seninle? Yarım bir şiirde belki, tamamlanmamış acıda Sevinçli ikindi vakti, karanfilsiz sabahta Kırık bir aşk öyküsünde, bir kitap kapağında Son mektubun, son satırında
Abdülkadir Budak
Abdülkadir Budak
Reklam
Gökyüzünün başka rengi de varmış! Geç farkettim taşın sert olduğunu. Su insanı boğar, ateş yakarmış! Her doğan günün bir dert olduğunu, İnsan bu yaşa gelince anlarmış. Ayva sarı nar kırmızı sonbahar! Her yıl biraz daha benimsediğim. Ne dönüp duruyor havada kuşlar? Nerden çıktı bu cenaze? Ölen kim? Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar? N'eylersin ölüm herkesin başında. Uyudun uyanamadın olacak. Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında? Bir namazlık saltanatın olacak. Taht misali o musalla taşında.
Cahit Sıtkı Tarancı
Cahit Sıtkı Tarancı
Gün gelir, hatırlamak bile bir acı olur. Gençlik aşkı, sevinci, daha dünkü ümidi… Yumruklasan göğsünü bir boş yankı duyulur. Gün gelir, en gür çeşmeler damla damla kurur. Bakarsın, bir yazın ağaçlarında şimdi Üç-beş kuru yaprak çırpınır durur.
Ziya Osman Saba
Ziya Osman Saba
...kendi kendinin izdüşümüsün... Bir yün gibi iğrildiğini hissediyorsun Damladığın zamandan"
kelebek yorgunuyum. tahterevalli düşkünü bir de saçlarım ağaçtandı kamburdum haziranda ünlemler sığdırıp ayracına gecenin kendimi karşılamaya gidiyorum bir istasyonda
Everest Yayınları, İstanbul, 2007Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.