"Bin yıl yaşamışçasına yorgunum."
Hiç böyle hissettiğiniz oluyor mu? Öyle bir yorgunluk ki 21. yüzyıl ile baş etmenin sancılarını barındırıyor içinde. Terapi diye kitaplara koşuyor, ruhunuzu yerle bir eden dizelerle bir darbe de oradan yiyorsunuz.
Zülfü Livaneli'nin "harese"si gibi, okudukça kanıyor, kanadıkça
ŞARKIMIZ
Kırılır da bir gün bütün dişliler,
Döner şanlı şanlı çarkımız bizim.
Gökten bir el yaşlı gözleri siler,
Şenlenir evimiz, barkımız bizim.
Yokuşlar kaybolur, çıkarız düze,
Kavuşuruz sonu gelmez gündüze,
Sapan taşlarının yanında füze,
Başka âlemlerle farkımız bizim.
Kurtulur dil, tarih, ahlâk ve iman;
Görürler, nasılmış, neymiş kahraman!
Yer ve gök su vermem dediği zaman,
Her tarlayı sular arkımız bizim.
Gideriz nur yolu izde gideriz,
Taş bağırda, sular dizde, gideriz,
Bir gün akşam olur, biz de gideriz,
Kalır dudaklarda şarkımız bizim...
(1964)