Uykusuzluğun, derisinin altına ve kafasına yayılıp ateşini yükselttiğini, saç köklerine kadar yandığını hissederek çaresizliğe kapılıyordu. Sanki damarlarında minnacık ve sıcacık böcekler yaşıyordu ve bunlar her gün geceyarısından sonra uyanıp fiziksel güzelliğinin bulunduğu bu bereketli balçığın içinde, dudak uçuklatan bir derialtı macerasına atılmışlar gibi oynak ayaklarını patırdatarak koşuşturuyorlardı.