“Bıyıkları yanaklarından taşan irikıyım bir erkek, kemirdiği karpuz dilimini ağzının hizasında mikrofon gibi tutarak, ‘Havada turna sesi gelir kanadı kırma’ türküsünü söylemeye başladı. İnanılmayacak kadar güzel söylüyor, her hecenin, her harfin hakkını veriyor, sesini de gırtlağının neresinde ne vakit gezdireceğini çok iyi biliyordu bu adam.” cümleleriyle devam eden, Kuşlar Yasına Gider romanında Hasan Ali Toptaş, birçok türküye yer vermiş.
Roman ile öznel dünyam arasında kurduğum birçok bağdan biridir o güzelim, seçilmiş türküler. İşte onlardan biri Hisarlı Ahmet'ten Yücel Paşmakçı'nın derlediği bir Kütahya türküsü. Orjinal sözleriyle (güzelim ege ağzı/şivesi yansır her yanına):
havada durna sesi gelir ganedi gırma
ağzı dolu yem getirir şeker ile hurma
git güzel garşımda bidanem ağlayıp durma
aç kapuyu nazlı yarim ben geliyom
burma da burma duman tüter dağın belinde
okunmadık fermanım var düşman elinde
bunu da yazan yanlış yazmış serhoş halinde
gönder a beyim ben yazayım zülfüm telinle
Her okuduğu türküye "büyülü bir anlam" katan sesiyle Elvan Erbaşı (Sevim) ne güzel de söylüyor: youtu.be/w-6TSRUyGsE
Bağlamanın ustası Talip Özkan hem çalıyor -ki ne çalış- hem de söylüyor, kendine özgü tavrıyla: youtu.be/2yJcZBQ2l3Y
Birçok türküye nefes vermiş, türkünün üstadı, türkünün de gerçek sahibi Hisarlı Ahmet hem çalmış hem söylemiş: youtu.be/cg4csB-xcf4
··
132 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.