Unutulmuş Sesler Odası
Öncelikle kitabın tüm hikayelerinin eşsiz ayrı bir lezzeti vardı. Okumaya başladığım andan itibaren bir çok karaktere büründüğümü fark ettim. Eserdeki kahraman bakış açısını gündelik yaşamımda hissettim. Bireyin iç dünyasının en derinliklerindeymişim gibiydi. Türkçenin doğruluğu, güzelliği tatmin ediciydi. Tüm hikâyeleri mükemmeldi fakat kendimi bulduğum en çok sevdiğim hikâyelerse "Beyaz Melek, Kuyudaki Adamlar ve Mükerrer" oldu. Beyaz Melekteki o inanç, çaresizlik , Allah'a sığınma, umut damarlarda hissediliyordu. Kuyudaki Adamlarsa felsefi bir ders niteliğindeydi; bu dünyada neden varız, hiç kimseye kalmadığı gibi bizlere de kalmaz. Yaşamımızı anlamlandırıp yaşamaya öyle devam etmeliyiz. Mükerrer de ise Anadolu'da büyüdüğümden o örfü adeti yaşayıp gördüğümdendir aşığın ailesine verdiği cevaplar sevgilinin terk edişinden sonraki olgunluğu ve çaresizliğinde kendimi buldum.