Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ayaz
“Hayat, bir insanın boş bir tiyatro salonunun koltuğunda oturup, sahnede kendi gösterisini izlemesi gibi. Düşüncelerin yansıdığı prizmanın kendisi olduğundan farksız olarak bazen kahkahalar ile güldüğü, bazen ise hüzünlenip ağladığı bir oyun. Her şarkı, her şiir, her kitap, her film… Aslında her şey insanın kendi hikayesini sergileyen tiyatro sahnesiydi. Hep o boş salonda oturup kendi geçmişlerini izleyen insanların dudaklarından dökülen eyvahlar çarptı kadife perdelere. Oyun bittiğinde aslında oynayanın kendileri olduğunu anlayıp ayakta alkışlayanlar oldu. Harika bir performans sergilemiş gibi, kendi geçmişlerini yeniden izleyip alkışlayan o seyirciler, aslında hayatın katili onlardı. Her insan kendi hayatını bir gün o sahnede, tek başına izleyip hüzünlenecekti. Bazıları oyun bittiğinde kalbindeki burukluk ile hıçkırıklara boğulup ağlayacak, bazıları sessiz sedasız salonu terk ede-cek, bazıları ise kalkıp kendi gösterisini ayakta alkış-layacaktı. İşte onlar, kendi geçmişinin şaşaasına kapılıp alkış tufanı koparanların gözünden kaçanlardı aslında insanlığın çektiği dram. Onlar kendi oyunlarını izlerken görmezden geldiler hep. Tarih tarih, saat saat, oyunlarına işlenen aczi yet ve figüran zannettikleri günahsız çocuklar. Onlar kendi oyunlarını izlerken, gökyüzünden bombalar yağıyordu aslında. Çocuklar ölüyordu, insanlık ölüyordu, vefa ölüyordu. Çevrelerinde o kadar çok şey öldü ki, onlar sadece kendi yaşadıklarına takıldılar. Adına hayat dedikleri bu koca sahnenin her köşesinde bir dram sergilendi, bireyden topluma doğru akan bu kanlı nehrin sula-rında ıslanan ayaklarını görmeyenler, bir gün o sahnede kendi oyunlarını izleyip yine ayakta alkışlamaya devam edeceklerdi”.
Sayfa 279 - Kent KitapKitabı okudu
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.