İçimi çok derin, çok büyük, sanki gövdeme sığmayacak denli büyük bir kızgınlık kapladı. Çocukken çayırlarda baharın ilk papatyalarını yolan arkadaşlarıma duyduğum kızgınlık. Öylesine delice, öylesine çaresiz.
Bak yalnızca, iyi bak. Buraya gömülen senin köleliğin. Kö-le-li-ğin.
Ölüm yaşamaktan daha mı iyi.
Parası bol olanın çocuğu da kıymetli oluyor nedense.
İnsan bir yaştan sonra değişmiyor anlaşılan.
Şimdi düşünüyorum da o ilk anda bana en korkunç gelen Melek'e yapılalar değil de, bunu birçok kişinin yapabilmesi, birçok kişinin de yapılmasına göz yummasıydı sanırım.