“Kitlenin bir parçası haline gelen, egemenliği altına giren bireyin bilinçli kişiliği kaybolur. Kitle psikolojisinin oluşması, bireysel psikolojinin kaybolmasına, duyguların bireysel olmaktan çıkıp kolektif hale gelmesine yol açar. Aklın ve zekanın öneminin azaldığı, bireyin kitlesel ölçütlere uyum sağlayarak bunları davranışlarında sergilediği durumda toplumca benimsenmiş değerlere, inançlara bireysel ve grupsal düzeylerde karşı çıkıldığında toplumsal dışlanmanın gerçekleştiği, şiddetin baş gösterdiği görülür.” Freud’un okuduğum ilk kitabı aforizmalarını içeren “Mutlu Olma İhtimalimiz” kitabıydı. Freud benim psikolojiye ilgi duyma sebebim olmuştu üniversiteye başladığım yıllarda. Elimden geldiğince psikoloji ile ilgili araştırmalar yapmaya, insan psikolojisi hakkında bir şeyler öğrenmeye çabalıyorum. Bölümüm gereği insanların psikolojisini de bilmem gerekiyor tabii. Freud bu kitabında ilk önce bireysel psikolojiden başlayarak detaylıca anlatımlarla kitle psikolojisine ulaşıyor. Benim için oldukça yoğun bir kitaptı. Çok sık olmasa da psikolojik terimler vardı. Freud da Mark Twain gibi insanın bireysel olarak bencil olduğundan bahsetmiş. Ama bireyler birleşip bir kitle oluşturduklarında kendi bireysel özelliklerinden bir şeyleri feda etmeleri gerekir. Bencilliklerini, kişisel çıkarlarını, cinselliklerini sınırlamaları gerekir. Toplumun çizdiği sınırlar vardır. Bunların dışına çıktığında birey dışlanır. Bilindiği üzere Freud’un cinsellik ve libido üzerine birçok araştırması bulunmakta. Hatta bireyin çocukluktan yaşlılığa kadarki cinselliği hakkında yazdığı bir kitabı da var: Cinsellik Üzerine. Henüz okumadım ama okuyan bir arkadaşımdan edindiğim bilgiye göre her insanın öğrenmesi gereken bilgiler içeriyormuş. Freud’un bu kitabına gelince ise Freud “libido” kavramından sıkça bahsediyor. Örneğin “libido” denilince akla sadece cinselliğin gelmemesi gerektiğinden bahsediyor. Freud anne babaya, arkadaşa, kardeşe, sevgiliye duyulan sevgiyi de libido kavramının içine alıyor. Bu konuda aydınlanma yaşamama yardımcı oldu. Toplumun içine girmeye çocukluk dönemini irdeleyerek, oradaki anne baba sevgisinden bahsederek başlıyor Freud. Çocuğun libidosu, yani anne babasına duyduğu sevgi, çocukluğun belli bir döneminde çocuğun psikolojisinde cinsellik kavramına doğru kayar. Ebeveynlerin birini diğerinden kıskanma, onu paylaşamama gibi davranışlar gösterir. Sonraki dönemlerde çocuk bu anne/babaya karşı duyulan cinsel isteği atarak karşı cinse veya kendi cinsine yönelir. Bu evreyi aşamayan çocuklarda ise Ödipus kompleksi görülür bilindiği üzere. Freud’un bu kitabı sayesinde aydınlanma yaşadığım bir diğer konu ise toplum içindeki iki bireyin birbirini sevmesi durumunda birbirlerini kıskanması. Yani sevgili çiftten birinin ötekini toplumdaki diğer insanlardan kıskanması. Freud bunun sebebi olarak şunu belirtiyor: Birey, sevgi ve cinsel istek duyduğu biriyle yalnız kalmak, onu kaybetmemek ister; dolayısıyla toplumdan uzaklaşır, sevdiği kişiyi de uzaklaştırmaya çalışır. Kişinin sevdiği kişiyi kimseyle paylaşmak istememesi. Mantıksal olarak düşündüğümde bu düşünce de doğru bir sav olarak çıkıyor. Bilgi bakımından oldukça yoğun, dönüp tekrar tekrar okunması gereken kitaplardan “Kitle Psikolojisi”. Freud’un bu kitabını sindirene kadar bir süre daha Freud okumayı düşünmüyorum. Sınavlarım dolayısıyla da kitap okumaya çok kısa bir süre ara vereceğim. İyi okumalar dilerim!

Kitle PsikolojisiSigmund Freud · Say Yayınları · 20173,367 okunma

·

102 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Gregor SAMSA