Gönderi

Batının gelişmiş ülkeleriyle karşılaştırıldığında az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerin çocuklarının oyuncakla daha az oynadığı düşünülebilir. Ama bu gözlem tam anlamıyla doğru mudur? Dasen'e (1984) göre kırsal kesimde yaşayan Afrikalı çocuğun eline çok az oyuncak geçtiği doğrudur, ama bu çocukların kendi oyuncaklarını kendilerinin yaptığı da doğrudur. Louise Swiniarski (1991) şöyle yazmaktadır: "Gelişmekte olan ulusların çocukları, tipik olarak, 'kullanılıp atılan şeyleri düşsel ve yaratıcı oyun nesnelerine dönüştürürler. Gelişmekte olan ulusların çocuklarının çoğu oyuncakları hem kendi zevki için hem de satmak için yapar. Turistlere satmak için çuval bezinden el yapımı bebekler Haiti'de ve Bangladeş'in pazar tezgâhlarında bulunabilir. Zengin aileler dışında, Üçüncü Dünya çocuklarının çok azının 'mağazadan alınmış' oyuncağı vardır. Dasen'e (1984) göre bu olgu, sanayileşmiş ülkelerdeki çocuklarla karşılaştırıldığında, az gelişmiş ülke çocuğunun sahip olmaktan çok varolma ve yaratma özelliği taşıdığını göstermektedir. Böylece, oyuncağın toplumun değer sistemini yansıttığı gerçeğiyle bir kez daha karşılaşmış oluyoruz: Oyuncak gelişmiş toplumda bireyselliği, sahip olmayı, tüketiciliği yansıtıyor; geleneksel toplumda ise varoluşun, üretmenin, yaratmanın önceliğini gösteriyor.
Sayfa 27
·
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.