Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

64 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 saatte okudu
Edilgensiz Yaşam
Hakkında yazacağım ilk inceleme olacak: Katip Bartleby. Peki sebep neydi? Bunu gelin birlikte inceleyelim. Kitap, bir çoğu okurun değindiği üzere tercih etmenin sıradışı yanını konu alırken, yazarın herhangi bir anlaşılma kaygısı gütmediğini de belirteyim. Bu yönden yazar ile ana karakter arasındaki uyum, anlatıma da yansımış. Bir önceki okuduğum kitabın, yine aynı yazara ait “Billy Budd” olması, ilk paragrafı bitirirken şaşırmama ve heyecan duymama yol açtı. Tamamen farklı üslup, samimi bir anlatım benimsemiş Melville. Bu beğeni de, birinci ağızdan anlatımın pozitif ayrımı öne çıksa da ben bu durumu daha çok ‘çağımıza yatkınlık’ olarak değerlendiriyorum. “Venedik’te Ölüm”ün yazarının, kitabında değindiği üzere; bir yazar kendi nesliyle gelecek nesil arasında bir bağ kurmalıdır. Nesiller boyu hatırlanmaya yetecek öğedir bu: yakınlık duygusu. Keza, neredeyse iki asırlık bir geçmişe sahip eserde bu yakınlığı fazlasıyla hissettim, fark ediyorum ki yalnız değilim. Hani bazı filmler vardır, tek mekanda birkaç karakterle geçer ama bırakın sıkılmayı, üzerine derin bir düşünceye dalıp, hapsolursunuz. İşte böyle bir anlatıyla karşımıza çıkıyor kitap: Avukat ve takma isimleriyle katipleri; Hindi, Kıskaç, Zencefilli Çörek ve nam-ı diyar Katip Bartleby. Bakmayın nam-ı diyar dediğime adsız sansız biri bu Bartleby. Neyse buna zaten son kısımda değineceğim. Kitap, burada çoğu okurun dediği üzere ‘pasif direniş’ olarak adlandırılabilir. Şüpheci bir birey bu durumu, tercih seçiminin zorakiliğine karşı keyfekederci bir tepki olarakta yorumlayabilir veyahut Oblomovcular tembellik mottosunun işlendiğini pekala savunabilirler. Eseri beğenilir kılan da işte bu: Gizli yakınlık duygusu. Hayır, esas değinilen olgu: Farkındalık. Tekdüzeliğe, alışagelmişe isyan, dürüst kalan yanımıza çağrı, despotluğa bir başkaldırı... ————— // Alıntı İçerir // ————— Katip Bartleby’nin daha ilk diyaloğu tercih etmemesiyle vuku bulur. Bu nitelik bakımından benzerlerinin aksine sarsıcıdır. Birçok yazar ana karakterine daha ilk diyalogta bir başkaldırı cesareti göstertmez. Çünkü bu kendisi için de ciddi bir sınavdır. Fakat karşımızdaki Melville’dir. Nitekim avukatımız, henüz işe aldığı Bartleby’den bazı dökümanları kopyasıyla karşılaştırmayı ister. İlk çatışma o an başlar. Aldığı olumsuz cevaba istaneden şok geçiren avukatımız muhakkak ki, yanlış duymuş olduğunu düşünerek teklifini yineler ve ikinci kez reddedilir. Bu durum alışagelmişe bir isyan değil midir? Patronu şaşkınlığa iten, yinelemesini gerektiren söylev işte bu kanıksanmışlıktır. Aramızda hangimiz müdürümüzü, iş verenimizi kasıtlı olarak şaşırtma cüretinde bulunmuştur? Sonucunu düşünerek geçirdiğimiz yaşam, gerçekten de bize ait midir? Tahayyül penceremizden sonuçlarını önceden hesap ederek şeklini aldığımız varsayımlarımız, mecbur kalışlarımız, bizi değil; artık bizden başkalaşan, edilgen yanımızın sözüm ona hayatını yaşıyor. Bu kitapla fark etmeye başladım ki: filtrelenmiş hayatlar yaşıyor çoğumuz. Sahibine göre filtrelenen, içimizde hep bir sus kalacak yutkunuşlarla yaşıyor, modern köleliği yaşantımız belliyoruz. Avukatımız yoğun işine vererek ötelediği hesaplaşmayı bir sonraki sefer gerçekleştirince, emrinin tercih edilmeyişinin doğuracağı sonuçlarını anladığını kâtibinin gözünden anlıyor, bu sefer ki emrini üsteleyerek yineleyip, aynı kararlılıkla karşılık bulmuyor. Hışımla yanından ayrılınca içten içe kendisine hayranlık duyduğunu da satırlarda dile getiriyor. Oysa Bartleby, bu davranışında hiçbir amaç gütmemiş yalnızca kendisi olmuştur. Bir önceki isyanında sabit, fakat bu sefer sonuçlarını bilerekte olsa içimizdekilerin samimi yanını gözden geçirmemizi sağlamıştır. Bu keyfekedercilik, pasif direniş değil aksine kararlarımızın dürüst yanına çağrıdır. İçimizden geldiği gibi yaşamaya, daha doğrusu kendimiz gibi olmaya davettir. Adsız sansız, en hakir biri olarak imgelenen Bartleby bile yılmamış, karar mekanizmalarının filtreleme süzgecinden geçmeyi reddetmiş, şekil almayı değil kendi olarak kalmayı başarabilmiştir. Dikkatli okuyucular hatırlarlar ki, bu kararlılık istemeden de olsa diğer karakterleri etkilemiş o buyurganlıkları bir yana, onun gibi konuşur olmuşlardır. Bu kitabı kütüphanenizden eksik etmemeyi öğütlerken, yarın bir adım olarak bir an bile olsa Bartleby gibi filtresiz bir an geçirmeyi umut edelim. Bir süreliğine de olsa özgürlüğü soluyalım....
Katip Bartleby
Katip BartlebyHerman Melville · Can Yayınları · 201912,2bin okunma
·
25 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.