Aidiyet, kimlik ve bellek üzerine yazılmış puslu bir kurmaca. Kör göze parmak şeklinde bu kavramları yazmak yerine kurgunun kıyısına köşesine koymuş yazar, sadece bir yerde "kökler, kökler" diye dikkat çekiyor, onun dışında tutunduğumuz ne varsa belleğe atfedilmiş. Rolleri bile toplumsal beklenti arka planında vermeyi başarmış. Yazar bu defa kurgusuna etnik kurmaca demese de diğerlerinde olduğu gibi bu kitapta da bir etnoloji var. Kurgu dışı "Unutma Biçimleri" ile birlikte ya da ardışık okunursa daha güzel olabilir.
Otobüste, feribotta ya da öylesine oturduğunuz bir çay/kahve molasında 1.5-2 saatte okunabilecek hafif ama alt metni dolu bir kurmaca.alt metnin doluluğunu da sadece Marc Auge'nin antropolog olmasına değil yaşına da borçluyuz galiba.