Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

157 syf.
·
Puan vermedi
1839 da Tanzimat’ın ilanıyla romanlarımızda birtakım yönelmeler olur. Bu yönelmeler ya tamamen Batıyı almak ya da kendi özümüzle devam ettirmek şeklinde iki kola ayrılır . Burada asıl sorun yönelim şekilleri değil , her iki türün de aslında geçerli bir çözüm vermeyeceğidir . Tamamen Batıyı benimseyemeyeceğimiz gibi kendi kültürümüzle de bir götüremeyiz ancak , bu yeniliklere karşı yerinde saymak da olmaz . Tek çözüm öze göre yeniliktir . Kendi değerlerinden doğan yenilikler Batının getireceği değerlerden daha zengin ve daha temellidir . Bu soruna Mehmet Kaplan “Nesillerin Ruhu” adlı eserinde de değinmiştir ve oldukça da haklı bir görüştür . İşte bu arayışlar ve yönelimler de sanatçıları bu perspektiften baktırır . Bir eksiklik , boşluk içine düşen sanatçılar “Baba” kavramı altında eksik yönü vurgulayıp eserlerindeki karakterleri de bu şekilde yansıtırlar ki Jale Parla eserini bu çerçeve de oluşturup buna yönelik örneklemelerde bulunmuştur . Dönem eserlerindeki karakterlerde genel olarak bir baba boşluğu ya da babanın hiç olmaması onları kötü ve yanlış olaylar içine çeker . Burada baba kendi kültürümüzün özünü temsil eder . Her ne kadar sağlam noktalara değinilmiş olsa da kitapta öne sürülen eserlerden yapılan alıntılar Farsça - Arapça tamlama ve kelimelerden alınmış olması yazarın kanıtlarını hem gölgeliyor hem de okuyucuya kopukluklar yaşatıyor . Bu anlaşılmayan tamlamalar, eseri bir bakıma eksik bırakır .
Babalar ve Oğullar
Babalar ve OğullarJale Parla · İletişim Yayıncılık · 2014160 okunma
·
228 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.