Bilim kurgu türündeki kitabımız distopik bir zamanda ve mekanda geçiyor! Milletler ve devletler yok olmuş; yerlerini alan şirketlerin başlattığı seneler süren Şirketler Savaşı’ndan sağ çıkabilmiş çok az sayıda insan, eskiden Türkiye olan topraklarda iki topluluk olarak yaşıyor. Anatolia’da , başlarında İSK-C topluluğunun lideri, gücü elinde tutan Haldun ve savaştan sağ çıkan zengin şirket sahipleri ve onların köleleri yaşarken; Ekoterya’da bu kölelikten kaçıp özgür olmaya çalışan bir halk olan BET yaşıyor. Ankara’nın ortasından geçen bir duvarla birbirinden ayrılan topluluklar sürekli bir savaş halinde. Ancak asıl büyük ve son savaş, on beş bin yıl önce Homo Sapiens ırkı tarafından Akdeniz’e sürülen ve evrimleşerek farklı ve gelişmiş özellikler kazanan Neandertal’lerin tekrar Güneş Ülkesi’ne gelmesiyle başlayacak! Yazarımızı öncelikle hayal gücünün zenginliği açısından tebrik ederim. Her ne kadar çizilen bu dünya insanı, insanın geleceğine dair bir nebze umutsuzlaştırsa da yazım tarzı, hayal gücü ve karakterler gayet başarılıydı. Haldun’la beraber, güce duyulan hırsın kendi kanından canından olanlardan bile önemli olduğunu gördük. Efsun’la beraber evrimin son noktası da olsan aşkın iyi ve kötü nelere kadir olduğunu gördük. İntak’la beraber, bin yıllar bile sürse barışın ne kadar kırılgan, şiddetin ne kadar bulaşıcı olduğunu gördük. Ve Eflatun’la beraber, bazen yeniden doğabilmek için acı çekmenin ve eskiden kurtulmanın önemini anladık. Verilen çok güzel mesajların, merak uyandıran bilim kurgu türünde bir hikayeye yedirildiği başarılı bir kitap okudum. Yazarımızın kalemine sağlık diyorum

NautiliaBurak Erdoğdu · Roza Yayınevi · 202014 okunma

·

13 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

kitapevreni