Merhabalar, Şükrü demir çevirisiyle okudum ve güzel bir çeviriydi.
Ölüm, bitişidir bilinenin. Ölümün korkuya sebep oluşu da budur esasında. Yoksa dalar gibi uykuya, sarılmaz mıydık ölümün kollarına?
Ve bu kaçınılmaz bitişten kurtulabileceğimize inanarak yaşar bir çoğumuz.
Bu kitapta da öleceğini bilen bir hastayı yazmış Tolstoy.
Hafifçe mizahın da serpiştirildiği, eleştiren ve düşündüren bir anlatı.
Değindiği şeyler genel olarak; bürokrasi, koltuk açlığı, dostlukların/ilişkilerin sahteliği, dinlememe/anlamama, empatiden doğan küçümsemeler ve en önemlileri umut ile ölüm.
Bu kitap, öleceğini bilsen nasıl yaşar, nasıl hissederdin sorusuna müthiş bir cevabı usta yazarın.
Kesinlikle öneririm.
Bir İdam Mahkumunun Son Günü kitabını da öneririm eğer severseniz bu kitabı. Tabi üst üste okumadım ikisini, ağır gelebilir belki.
Hoşça kalalım ve yaşayalım