Dil devrimi ile, Atatürk, kulaklarımızı karanlık
sözlerden, kafalarımızı kalıplaşmış düşünce ve deyişlerden kurtarmıştır. Konuşmamızı, yazışmamızı, bir mutlakiyet ve saltanat rejimi geleneklerinin yığdığı, körü körüne bağlılık ve kulluk ifadelerinden ayıklamıştır. Yabancı kelimeleri dilden temizleme çığırını açarak, duyduğumuz ve kullandığımız sözcüklerle kafalarımız arasında yabancılığa,
anlaşmazlığa son vermiş; bizi, anlamlarını bildiğimiz, köklerini, kuruluşunu bildiğimiz, içini dışını görebildiğimiz sözcüklerle düşünüp yazma, konuşup anlaşma olanağına kavuşturmuştur.
Dil düşüncenin aracıdır. Dilimize egemen olmadan düşüncemize egemen olamazdık. Düşüncemize egemen olmadan da özgür düşünemezdik.
Dil devrimi ile, Atatürk, düşünce ve anlatım özgürlüğünün bir temel koşulunu daha yerine getirmiştir