Cüneyt Arkın'ın başrolünde oynadığı beş adet filmin irdelenmesiyle ortaya çıkan "Yeşilçam'da Erkeklik ve Mazlumluk" adlı inceleme, önemli eksikliklerine rağmen değişik fikir üretimleri ve anlamlı tespitleriyle okunması gereken bir eser.
Bir Yeşilçam incelemesinde bence bolca bulunacak ironik unsurlarla kitap akademik dilinden kurtulmayı başarabilirdi. Kitabın en önemli eksikliği sonuçta anlatılan her ne kadar erkeklikse de hayatın erkeklerle beraber tamamlayıcısı kadınlara biçtiği figüran rolü. Sanki erkekler sahada koşturan topçular, kadınlarsa stadyumda sesleri çıkmadan oturan seyirciler. Filmlerdeki kadınların itiraz noktaları bile ataerkil sistemin devamını sağlamaya yönelik eleştirilerden öteye geçemiyor. Filmlerde kurulduğu belirten lümpen sol dil de bazı noktalarda kitaba teneffüs ediyor. Belki de hayat böyle, yazar ne yapsın?