Gönderi

Ansızın, sanki kasabanın tam orta yerine bir kasırga kök salmış gibi, ardında bir kuru yaprak fırtınasıyla çıkageldi muz kumpanyası. Başka kasabaların insan veya eşya artıklarından oluşan bir kargaşa, bir keşmekeşi bu geliş; gitgide daha uzak, daha inanılmaz görünen bir içsavaşın döküntüleriydi gelenler. Amansız bir süprüntü fırtınasıydı. Kalabalıktan yükselen ağır koku, bedenlerin salgıladığı terin ve gizli ölümün kokusu her yere sinmişti. Daha bir yıla varmadan, kasabanın üstünde kendinden önceki sayısız felaketlerin enkazını bırakmış, o karmakarışık moloz yığınını sokaklara sacivermisti. Ve bu supruntuler, fırtınanın o çılgın ve umulmadık temposuyla, kısa sürede giderek ayrışıp kendine özgü bir hal almış, en sonunda, bir zamanlar bir ucunda ırmak, obur ucunda mezarlık bulunan o daracık sokak, başka kasabaların süprüntülerinden oluşmuş bambaşka, karmaşık bir kasabaya dönüşmüştü .
·
11 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.