Gönderi

(...) Bugün arkadaşlık ettiğimiz, beraber yürüdüğümüz, iş yaptığımız, kaderi ve kederi paylaştığımız, dertleştiğimiz insanla yarın yollarımız ayrılabilir. Hatta dost iken düşman haline bile gelebiliriz. Olabilir, oluyor. O andan itibaren mahremiyetin zedelenmemesi, hatıraların korunması gerekiyor. Fakat bunun tersini daha sık görüyor ve yaşıyoruz. Sadece kardeşliğin, aşkın, isyanın değil, düşmanlığın da bir ahlakının olması gerekiyor. İyiyi kötülemek yerine, daha güzelini yapma gayreti içinde olmalıyız. Ne yazık ki ülkemizde yenilgiye âşık olmuş bir güruh, grup, kitle, kesim, topluluk var. İnsanımızın kıymetli bir iş yapacağına inanmıyorlar. Milletin ve memleketin lehine yaşanan her güzel gelişmeyi karalamayı, küçük göstermeyi kendilerine vazife edinmişler. Faydalı işlerden birini işaret ettiğimizde, kıymetli isimlerden bir tanesinin altını çizdiğimizde, hemen 'yandaş' olmakla suçlanıyoruz. Yine, hep aynı tavra, tutuma, acınacak hale şahitlik ediyoruz. Ülkemizin bütün kritik zamanlarında, yapay gündemler oluşturarak insanımızın dikkatini dağıtmaya çalışıyorlar. Bu konuda ve yalan üretmek hususunda hayli mahir olduklarını üzülerek söylemeliyiz. Başarısız olanın başarı gösterini kıskanması, ona imrenmesi, anlaşılabilir bir haldir. İnsanın fıtratında böyle huylar vardır. Sözünü ettiğimiz, şikâyette bulunduğumuz, bazı kimselerin her iyi işi, güzel şeyi ve millî başarıyı zehirleme çabasıdır. Özetle, düşmanlığın da bir ahlakının olması şarttır. Ahlak ve adaletle irtibatını kesmiş bir düşmanlık, önce sahibine kaybettirir. Nitekim hep öyle oluyor. İbrahim Tenekeci
··
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.