Tarihi bi bilgi birikimi içeren romanı okumanızı tavsiye ederim.
Kitabın ilk sayfaları biraz sıkıcı gecsede özelikle sonlara doğru tek nefeste okuyacaginiz bi kitap.
Kitap büyük selçuklu ve haşaşiler arasında geçen büyük rekabeti ve çoğunlukla Alamut kalesinde yaşanan hırstan, güçten, inançtan ve baş koydukları bu yol üzerine ellerinden gelenin daha fazlasına nasıl gayret ettiğini anlatır.
1927 yılında Paris’te eğitim görürken Bartol’un yazar olma hevesini gören bir Sloven arkadaşı ona bilhassa Marco Maoco’nun Seyahatleri adlı kitaptaki Dağların Yaşlı Şeyhi adlı bölümü okumasını salık vermişti. Bu hikayede İpek Yolu üzerindeki seyahatini sürdüren Marco Polo’nun İran dolaylarında haşhaş ve gizli bahçelerde tuttuğu bakire kızlar sayesinde genç erkekleri istediği kişiyi cennete gönderi?
geri getirme kabiliyetine sahip olduğuna ikna eden bir diktatörle karşılaştığından bahsediliyordu. Bu gençleri intihar saldırılarında kullanan diktatör bu şekilde büyük bir güç kazanmış, giderek etki alanını genişletmişti.
Bartol bu konuyla yakından ilgilenerek yaklaşık on yıl boyunca konuyla ilgili ayrıntılı çalışmalar yaptı.
Alamut, çok farklı düzlemlerde kunabilecek gerçek bir şaheser. Anlattığı Selçuklu, Melikşah, Nizamülmülk hikayeleri de oldukça çarpıcı, Ancak yine de bunun bir kurgu eser olduğunu hatırdan çıkartılmamalı. Zira Hasan Sabbah’ın ve haşhaşilerin gerçek tarihine ilişkin elimizde Selçuklu tarihi metinleri dışında tek bir kaynak yok.
Heycan ve merak dolu bi roman okumak isteyen tüm arkadaşlarıma tavsiye ederim.
