Yalnızlığı seviyorum diyen bir insan aslında yanlızlığı sevmiyordu.
elindeki tek seçenek buydu ve bu duvarı kırabilecek gücü kendinde bulamayınca kendinden daha zayıf olan yalnızlığa sığnıyordu. Yalnızlık caresizliğin en aciz evladıydı, ona söz geçirebilmek ve zapt edebilmek daha kolaydı. Ve yüzleşmektense kafasını toprağa gömen bir korkak olduğum için çaresizliğe kafa tutmak yerine onun varhığını hiçe saymıştım. Ama iste artık karşımdaydı.
Çaresizlik, ölüm meleğini andıran güzel bir bedene yerleşerek karşıma çıkmıştı.