“Geçmiş hiç ölmeyecek mi, diye düşündü. Gömülmeyecek mi?” eninde sonunda hiç beklenmedik bir yerde patlak verecek. Albay Race’le kemp’in şu soruları cevaplandırması gerekiyor: Anthony Browne kimdi? Rosemary gerçekten intihar mı etmişti? Zehir kadehe nasıl konmuştu? İris neden korkuyordu? Ruth masada ne görmüştü? İmzasız mektupları yazan kimdi? Rosemary'nin gizli âşığı kim olabilirdi? George'un planı neydi? Stephen neyi gizliyordu? Anthony neden evlenmekte acede ediyordu? Herkesin hayranlık duyduğu büyüleyici bir kadın olan Rosemary Barton ölür. Olay yerinde yapılan inceleme sonucunda intihar olduğuna karar verilir. Rosemary Barton'un ölümünden altı ay sonra, kocası George Barton, Rosemary'nin intihar etmediğini, öldürüldüğünü belirten mektuplar almaya başlar. Bu olaylardan bir yıl sonra, Lüksemburg restoranında (Rosemary'nin önceki yıl öldüğü yer) bir parti verir ve oradaki yedi kişiden hangisinin katil olduğunu bulmaya çalışır. Bu partide o da siyanür katılmış şampanya içer ve eşi gibi ölür. George Barton olanları eski arkadaşına anlatmak yerine polise gitseydi ölmeyebilirdi. Her şey basit görünüyordu. Yani somut bir sebep ve sonuç meselesi gibiydi. Rosemary Barton'ın ölümü, başta insanların düşündüğünün aksine bir intihar girişimi değildi. Rosemary kasten öldürülmüş, cinayete kurban gitmişti. Bu fenomenden şüphelenen George Barton, araştırmaya başladı ve ipuçları buldu. George, katilin maskesini düşürmeye hazırlanırken öldürülür. Bu olaylar dizisi çok belirgin görünüyordu. İlk başta katilin Anthony Brown olduğunu düşündüm. Anthony Brown, Rosemary'yi öldürmüş olsaydı, Rosemary'nin parası ve serveti kız kardeşi Iris Marle'a kalacaktı. Bu sayede Rosemary'yi öldüren Anthony, kızın küçük kız kardeşini kendine çekecek, onunla evlenecek ve paranın sahibi olacaktı. Anthony Browne, onu durduracak birinin olduğunu biliyordu. Bu kişi, öldürdüğü kadının karısı George Barton'du. Ayrıca yoluna çıkmasından korktuğu için George Barton'ı da öldürdü. Sonunda, Anthony Brown'ı ile İris Marle'in evlenmesi önünde engel kalmamıştı. Olaylar hiç de göründüğü gibi değilmiş.. Çok geçmeden Farraday'lerden şüphelenmeyi bıraktım. Ruth Lessing'in Rosemary'yi öldürme ihtimalini düşündüm, George Barton'ı öldürme ihtimalini hiç düşünmedim.

Şampanyadaki Zehir - Cep BoyAgatha Christie · Altın Kitaplar · 20201,673 okunma

·

126 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.