Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

250 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 saatte okudu
Çok ilginç ve bolca sembolizm dolu bir roman. Strindberg'in kadınlar ve din üzerine düşüncelerini, Kierkegaard'ı, Nietzsche'yi, Schopenhauer'i, belki Freud'u biliyorsak onu anlamak daha mümkün olur bence. Öncelikle oyunun başından sonuna kadar bir kapıdan bahsediyoruz. Açılması gereken bir kapı var ortada. Bu kapının arkasında ne olduğunu bilmiyoruz. Bir umut kapısı bence bu. Bir bitki gibi olan bir şatoyla başlayıp, yine o bitki gibi şatoyla bitiyor. Camcı ve onun kızı, bir subay var söz konusu olan bu şatoda. Okurken kafamız çok karışıyor. Subayın doktora alacağı törende dinbilimin, felsefesenin, tıpın ve hukuğun ilginç bir çatışması var. Bu sembolizm meselesi o kadar garip ki iki kere ikinin kaç olduğu bile beklediğimizden farklı şeyleri simgeliyor gibi. Anlam kapıları çok açık bırakıldığı için okumadan anlaşılmayacak bir eser gibi. Ama çok şiirsel olduğu açık. Okurken kimi yerleri ayağa kalkıp sesli bir biçimde okuma ihtiyacı duydum. Çeviri meselesine gelince de, oldukça şanslıyım ki bu eski Cumhuriyet çevirirlerinden okuma şansım oldu. Temiz, akıcı, uğraşılmış bir çeviri.
Düş Oyunu
Düş OyunuAugust Strindberg · Cumhuriyet Yayınları · 2001122 okunma
·
278 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.