Türk öykücülüğü belli bir rutine bağlamış durumda. Hep kederli öyküler, samimiyetsiz tespitler vs. Son dönemde giriştiğim genç öykücüler arasında bazen hikayeleri kimin yazdığını bile hatırlamıyorum o kadar benziyorlar birbirlerine. Bu kitap içinde kısmen benzer durum var. İlk öyküler dışında, akılda kalabilecek öyküsü yoktu. Ancak okutmayı başardı. Bir şans daha verilebilir.
En sevdiğim öyküler
"I Love You Şermin" ve "Hayvan Kaynakları" oldu.