Öncelikle çok yalın,akıcı ve anlaşılır bir anlatımı var kitabın.Bu yönden kolay okunabilen bir kitap.Bir İngiliz subayının izne ayrılıp Anadolu topraklarını gezmek ve o dönem için ayyuka çıkan iddiaları yerinde görerek daha sağlıklı karar vereceğini düşünerek yola çıkar.O dönem Türklerin Bulgaristan’da katliam yaptığı dünyada konuşulur ve Osmanlı’ya tepki büyüktür.Rusların kışkırttığı yerel halkın yaptığı katliamlar ise göz aradı edilir.İngiliz subay İstanbul’dan yola çıkıp Anadolu’nun çeşitli şehirlerinden geçerken yaşadığı şeyleri gayet güzel ve tarafsız olarak anlatmaya çalışmış.Bir İngiliz’in kendini çok beğenmesini göze alırsak yine de objektif bir yaklaşımı var kitabın.Özellikle Anadolu’daki mozaiği görüyoruz kitapta.Türkler,Ermeniler,Kürtler,Çerkezler ve birçok halk.Ermenilerin çoğunun yalanlarını kitapta söylüyor yazar.Bir yandan Rusya ile savaşın eşliğinde olan imparatorluğun yaşadığı iç çalkantılar,yönetimdeki çok net görülen bozukluklar,devlet memurlarının sürekli yükselmek için torpil arama niyetlerini çok net bir şekilde ortaya koymuş.Böyle bakınca 150 yıl önce de liyakat denen mefhumun bizde yeterince uygulanmadığı görülüyor.Türklerle ilgili hoşa gitmeyen ifadeler de kullanmış yazar ama bunların çoğunu katıldığımı söylemeliyim.Eminim çevremizde bu tip insanları hala görüyoruz.O yüzden pek şaşırmadım.Kitapta subayın İngiltere’yi sürekli kurtarıcı olarak yansıtması ve çevresinde sürekli İngilizlerden yardım dilenenlerin olması o zamanın İngiltere’sinin ne kadar kuvvetli olduğunu ortaya koyuyor.Anadolu insanının yabancı bir subay gözünden nasıl görüldüğünü öğrenmek istiyorsanız kesinlikle tavsiyemdir.Kitabı da çok beğendim.İyi okumalar.

At Sırtında AnadoluFrederick Burnaby · İletişim Yayınları · 200059 okunma

·

133 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ahmet