Gönderi

Döneminin bazı tanıklarına göre 1930 yılına kadar izlenen politikalar güya halk üzerinden manevi anlamda bir boşluk yaratmış ya da mevcut boşluğu dolduracak atılımları yapamamıştır ! Doğrusu bu iddia üzerine biraz durup düşünmek gerekir çünkü eğer gerçekten halkta bir manevi boşluk varsa bu üç beş yıllık Cumhuriyet döneminde yapılan devrimlerden, yanlışlardan değil yüzyıllar boyunca devam eden yanlış politikalardan, çürük anlayışlardan kaynaklı bir boşluktur. Yüzyıllardır inandığı dinin kutsal kitabını bile kendi dilinde okuyup anlamasına izin verilmemiş, kendi dili Türkçeyi bile doğru dürüst öğrenmemiş (Osmanlı'da Medreselerde Türkçe yasaktı) akla ve bilime dayalı eğitimle yetiştirilmeyen, okullarında felsefe dersinin yasak olduğu, kadınların dinsel gerekçekler ile adeta toplumdan dışlandığı, toplumun her yanının tarikatlara, tekkelere, hacılara, hocalara, hurafelerle, bağnazlıkla kuşatıldığı; düşünmek sorgulamak yerine inanmanın ve biat etmenin esas olduğu bir toplumda halkta manevi bakımdan bir boşluk yoktu da ne olduysa 1923-1930 arasındaki Atatürk devrimleri ile mi oldu; halk manevi boşluğa düştü demek tarihi tersyüz etmektir.
Sayfa 447Kitabı okudu
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.