Bu ciltte Ortaçağdan başlayıp erken Rönesans'a kadar olan dönem konu ediliyor. Feodalitenin özel hayatı nasıl etkilediği ilk bölümün konusu. Özünde bölümler dönüp dolaşıp aynı konuları işliyor. Fakat dönemler ve bunların o dönemin anlayışına göre yorumlanışı farklı olan. Yine toplumsal sınıflara göre mimari düzenleri ve yaşayış biçimleri ele alınıyor. Aristokratlar, köylüler, din adamları... Nasıl 'kız alınıp' veriliyor, kızlar alınıp verilmeden önce nasıl bir yaşam sürüyor, bu kızların toplumdaki değeri, manastır yaşamı, çilecilik, saray erkanı, şatoların ortaya çıkışı, sosyal hayattaki önemi, beden, tuvalet anlayışı, giyim, süslenme gibi bir sürü konu var. Genel olarak özetlemek gerekir ise, insanlar Rönesans'tan önce toplu yaşamdan kaçamıyorlar, kim nerede olursa olsun sürekli yanında biri var. En mahrem an, tuvalet esnasında bile yalnız kalmaya imkan yok. Özellikle manastırlarda bu toplu yaşam anlayışı bilerek ve bastıra bastıra yapılıyor, kişinin kendiyle yalnız kalıp iç dünyasının sapkınlıklarına kapılmaması için. Toplu yaşam felsefesi, ki bunu büyük oranda din yani Hristiyanlık temsil ediyor, hayatın her yerine her anına sirayet etmiş durumda. Laik yaşam çok az, çiftlerin yatağında dahi -yalnız kalabilmenin önemi ve insanı götürdüğü nokta iyice anlaşılıyor- Fakat daha sonra çeşitli sebeplerden dinin toplum içinde etkisi azalmaya başladıkça insanlar, iç dünyasına dönüyor ve dinin manevi yönünden ziyade biçim olarak dışa yansıması, yani felsefe olarak değil, olay olarak yansıtılması söz konusu oluyor ki bunu da büyük oranda gerçekleştiren görsellik, yani resim sanatı -ortaya çıkan aslına uygun portre anlayışı; daha önce yapılan resimlerde kişiler sembollerle var ediliyor, kişisel özellikleriyle değil- (İncil'deki hikayelerin resmedilişi) ve biraz da edebiyat; kendine değer vermeye başlayan insan hayatını kayıt alma ihtiyacı duyuyor. Yani soyutluktan ziyade, mekan ve kişiler ve görsel anlatının, tasvirin işin içinde olduğu bütünlüklü yazılar ortaya koyuyor ve bizim bugün roman adını verdiğimiz yazı türünün öncülleri baş gösteriyor. Ve kitabın sonuna doğru, başına göre birey daha ön plana çıkıyor, ki kitabın bölümlerinden biri de "Bireyin Ortaya Çıkışı" günümüze bakıldığında bireyin, bireyselliğin çok fazla önem arz ettiğini düşünürsek, bireyselleşme eğrisi tüm çağlar boyunca sürekli ilerleyecek ve bugünden sonrası için de her şeye, tüm kısıtlama çabalarına rağmen her insan aklı, bir evren olacak şekilde ilerleyecek insan medeniyeti sanki.

Özel Hayatın Tarihi 2Georges Duby · Yapı Kredi Yayınları · 200612 okunma

·

97 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Lemniscato