Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

424 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
24 günde okudu
1- Rab, baktığında ne kadar basit bir kelimeydi ama nasıl da karmaşık aslında. Yaptığın herşeyi görüp duyacak kadar yakındı ama ulaşılması imkansız. Ne var ki peri bir yolunu bulmaya kararlıydı. Zira eğer annesinin dindar Allah algısıyla babasının laik Tanrısını birleştirmeyi başarabilirse ebeveynlerini bir şekilde bir araya getirebileceğine iananmıştı. O yüzden ne Allah ne Tanrı kelimelerini kullanıyor, Rab kelimesini kendine daha yakın buluyordu. 2- Rab, parçaları asla birbirine uymayan bir bulmaca gibiydi. Peri bu sırrı bir çözebilse, bunca anlamsızlık içinde tutunacak bir anlam dalı, bunca delilik arasında bir nebze mantık, bunca karmaşaya bir düzen bulabilecek ve hatta belkide hayatında ilkkez mutlu olmayı öğrenebileceketi. 3- Yıllar sonra Oxford üniversitesi ne doğru yola çıkmadan önce, güncesine şöyle yazacaktı : ben ne annem gibi dindarım, ne babam gibi kainatın, beş duyumla kavradığım şeylerden ibaret olduğuna kaniyim. Öyleyse ben neredeyim? Ne mutlak dindarlığa ne de mutlak akılcılığa dahil olmak isteyenler için bir başka yaklaşım, yeni bir varoluş şekli yok mu acaba? Bir üçüncü yol mesela? Kim bilir? 4- hayatın analamı çalışmak, çok çalışmaktı. Aşık ılmayı, aile kurmayı, iş hayatına atılmayı da anlıyordu _ en azından teoride. Ama eğlenmek, miskinlik etmek, yan gelip yatmak..... Bunlar bildiği şeyler değildi. Kitaplardı onun vatanı ama aynı zamanda daimi sürgün diyarı. 5- yarı geleneksel yarı modern. Domuzun görüntüsüne tahammül edemez ama şaraba yada votka, tekila kesinkes hayır demez.... Anladın işte. Ramazana gelince gevşektir, orasında burasında oruç tutar, bazen atlar. Dindrn vazgeçemez, zira ölümden sonra jayat varsa işini sağlama almak ister. Ama özgürlüklerden feregat etmek istemez. Azıcık ondan azıcık bundan. Çağımızın müthiş birleşimi, latince ismiyle, müslimus Modernus. 6- demir gibi bir özdisipline şartlandırdı kendini. Fiziksel değil, zihinseldi sebebi. Koşarken, kendinden kaçıyordu.. 7- güncesine şöyle yazdı : inananlat yanıtları sorulara tercih ediyor, netliği kafa karışıklığına. Ateistler de öyle bir bakıma. Tuhaf ama Tanru hakkında bilgimiz son derece sınırlı olduğu halde ne kadar az insan kalkıp da " bilmiyorum" diyebiliyor. Etrafımız hep " çok bilenler" le dolu. Emin değilim, kararsızım, hala arıyorum " diyen kimseye rastlamadım daha. Bir tek ben varım galiba. 8- Bütün başlar Azur a döndü" ben peri masallarını severim " dedi haylaz bit ifadeyle." meslektaşlarımın her ikiside yanılıyor. Biri inancı yok etmek istiyor diğeri kuşkuyu. Anlayamadıkları şey şu ki, insanın insan olmak için hem inanca hem kuşkuya ihtiyacı var. Onlar mutlaklık arıyor : bense diyorum ki mütereddit olmak nimettir. Mutlaklık donuk zihinlerin eseridir. Arayışlar ve kafa karışıklıkları ise zeka belirtisidir. Bir mutlaklıktan bir başka mutlaklığa, bir katılıktan bir başka katılığa savrulmak zorunda değiliz. Bir üçüncü yol daha var! İkilemlerin ötesinde bir başka diyar. Orada buluşabiliriz. 9- kesinlik illeti bilimsel merakı yok ederdi. Zira kesinlik keskinliği, keskinlik kibri, kibir körlüğü, körlük karanlığı ve karanlıkta daha fazla kesinliği getiridi. Bu dersten hiçbirşeyden emin olmayacaklardı, hatta ders planından bile, zira o da herşey gibi değişebilirdi. Bişgi okyanusuna ağlar atan balıkçılardı onlar. Nihayetinde bir kılıçbalığıda yakalamak vardı, eli boş dönmekte. 10- niye iyi geçinmiyorsun herkesle? " herkesle iyi geçinmek için hava gibi olmak lazım : renksiz, vücutsuz. Benim fikirlerim, değerlerim var. İnandığım şeyler, sevmediğim şeyler var." 11-Bir inanç ve itikat sisteminden ziyade, buğünün çivis çıkmış dünyasında kimsenin kayıtsız kalamayacağı bir araştırma nesbesi olarak birleştirici bir rolü olabilir miydi. Tanrı felsefesinin??? 12- azur bir babil kulesi yaratmak istemişti onlarla. Hindu, Hristiyan, Yahudi, Müslüman, İslamafobik, Ateist, ana tanrıçası, mistik, şaşkın....... 13-tuhaf ama toplum tarafından haksız yere dışlanmanın, damgalanmanın, insanı özgürleştiren bir tarafı vardı : saygınlığını, itibarını yitirince hafifliyordu insan, tüm o rollerden arınıp kendi içine dönüyordu istese de istemese de. 14- nefretin üstüne çıkan yeni bir üslup bulabilirsen şayet, özgürleşirsin. Hakarete hakaretle değil, idrak ve bilgelikle yanıt vermeliyiz. 15 - ne aşkı ne inancı abartmamalı. Hiçbirşeyi putlaştırmamalı..
Havva'nın Üç Kızı
Havva'nın Üç KızıElif Şafak · Doğan Kitap · 201616,3bin okunma
·
26 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.