Gönderi

"Bugün tam tamına yüz yıl oluyor, zavallı ve muhteşem bir şair, umutsuzların en cüretli olanı, şöyle bir kehaneti yazmıştı: à l'aurore, armés d'une ardente patience, nous entrerons aux splendides villes. Yani, 'Şafak vakti, ateşli bir sabırla donanmış olarak gireceğiz muhteşem şehirlere'." "Ben olacakları gören Rimbaud'nun bu kehanetine inanıyorum. Karanlık bir bölgeden, keskin bir coğrafyanın ötekilerden ayırdığı bir ülkeden geliyorum. Şairlerin en yalnızıydım ve benim şiirlerim yöreseldi, acılıydı, yağmurluydu. Ama her zaman insana güven duydum. Umudumu hiç yitirmedim. İşte bu yüzden buraya kadar geldim, şiirlerimle ve bayrağımla." "Sonuç olarak, iyi niyetli insanlara, emekçilere, şairlere, tüm geleceğin Rimbaud'nun bu cümlesinde ifade edildiğini söylemek zorundayım: bütün insanlığa ışık, adalet ve saygınlık getirecek olan o muhteşem şehri yalnızca ateşli bir sabırla fethedeceğiz." "Böylece şiirler boş yere yazılmış olmayacak."
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.