İstanbul'dan bağımsız gülleri ile meşhur tarihi Minger adasında baş gösteren Veba salgını için Sultan II. Abdülhamid Han'ın gönderdiği sağlık müfettişi Bunkowski Paşa adada faili meçhul bir cinayete kurban gidince yeğeni Pakize Sultan ve eşi Doktor Nuri'yi hem cinayeti çözmek hem de Bunkowski Paşa'nın yarım kalan görevini tamamlamaları için adaya gönderir. Kitabı baştan sona Pakize Sultan'ın ablası Hatice Sultan'a yazdığı mektuplardan kurgulanmış haliyle okuyoruz. Şuan içinde bulunduğumuz pandemi dönemine çok fazla benzeyen olayların yaşanmış yüz yıl öncede. Yüzyıllar geçse de salgın döneminde insanların ve devletin izlediği politika aynı olması tarihin tekerrüründen başka bir şey değil. Salgına inanmayanlar, şeyhlerden, hocalardan, muskalardan medet umanlar, tedbirlere uymayanlar her şey ama her şey aynı. Orhan Pamuk hayali bir adada tarihin en çok merak edilen sayfalarını aralarken içinde bulunduğumuz dönemin olayları en gerçekçi şekilde yansıtmasına yardımcı olmuş. Satır aralarında verdiği dip not bilgiler, her karakterin hayatına değinmesi, kitapta geçen her kurum ve sokağı detaylı tasviri okuyucuyu biraz yorsada tadına doyulmaz bir bilgi şenliği ile sarmalanıyorsunuz. Daha önce yazarın Kafamda Bi Tuhaflık, Kırmızı Saçlı Kadın ve Masumiyet Müzesi kitaplarını okuduğum için detaylarda boğulmaya hazırdım ama konu salgın olunca biraz bunalmış olabilirim. Sadece şunu diyebilirim doğru kitap ama yanlış zaman.

Veba GeceleriOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20216,8bin okunma

·

12 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Gülbenay Gündüz