Yine inanılmaz güzel bir roman okudum. Ne demek inanılmaz güzel bir roman okudum, biraz daha açık konuşayım: Yine duygudan duyguya sürekleyen, doğrunun tek olmadığını birden fazla doğrunun ve haklının olabildiğini bir kez daha gösteren bir roman okudum. Bu kadın beni hiç hayal kırıklığına uğratmıyor, en çok bu özelliğini seviyorum onun. Başarılı bir hayat süren Delia bir gün kapısına gelen polisle yaşadığı hayatın yalan olduğunu,aslında babasının onu yıllar önce annesinden kaçırmış ve yıllardır bu suçtan aranıyor olduğunu öğrenir. Annesinin öldüğünü sanan Delia annesinden koparıldığı ve bunu yapanın da onu tüm sevgisiyle büyüten babasının olduğu gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalır. Ve daha nice şeylerle. Bir yanda biricik evladı elinden alınmış ve yıllarca onsuz bırakılmış bir anne bir yanda da kızını her bakımdan yetersiz olduğunu gördüğü bir anneye bırakmak istemediği için kaçıran bir baba. Hangisi haklı, hangisi kazanmalı bu davayı? Oldukça sağlam, oldukça dikkat çekici böylesi bir ana konunun yanına bir de Kızılderili kültürü ve hapishane hikayesi eklemiş yazar. Bu iki kol da romanı çok başka bir seviyeye yükseltmiş. Bayılarak, her satırını etkilenerek okudum. Hele hapishanedeki bölümler, ordaki suçlular ve kurdukları düzen izlediğim tüm aksiyon-suç filmlerine parmak ısırtacak kadar başarılıydı. Kısaca güzel ve oldukça da farklı, sağlam bir şeyler okumak isteyenlere "Bakın burda ne varmış?" diyorum. #abrakadabra

Abra KadabraJodi Picoult · April Yayıncılık · 2010291 okunma

·

20 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.