Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

435 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
“Martin London” kitap incelemesi
Eserle ilgili bir çift söz edeceklerin çok kalıplaşmış bir giriş cümlesi var “Yarı otobiyografik bir roman, Martin’e bayıldım.” (Hafif düzeyde #tatkaçıran içerir!) Ayrıntılı analiz: youtu.be/gqykKoKrSSw Eseri 257 arkadaşımla #kitapdünyambirlikteokuyor etkinliğimiz kapsamında nisan ayı kitabı olarak okuduk. Yıllar önce İş Bankası çevirisinden okumaya başlamış fakat kitabımın bir arkadaşım tarafından iç edilmesinden dolayı uzun süre tekrar alıp okumak kısmet olmamıştı. Bu sefer yeni bir başlangıç yaparak İletişim’den okudum fakat Cinemre’nin “çılgın” cümlelerini kaçırdığım için biraz da üzüldüm. İletişim de güzeldi, ön söz her zamanki gibi vardı fakat Levent Bey’in değerli dipnotları yoktu. Kurgu eserlerde yazar ile kitap karakterleri arasında bağ kurma çabası çok risklidir. Bu yorum bir yerden sonra büyük bir karmaşaya neden olabilir ve hatta okurun bu meylini bilen usta yazarlar bilinçli olarak çarpıtma yaparlar. Peki, Martin Eden kim? Jack London’ın neresinde? Martin Eden, Jack London mıydı? Jack London’a göre o bir bireyci ve gaflete düşmüş hırslı bir sosyalizm karşıtıydı. Kendisi ise bir sosyalist olarak bu büyük çukura düşmemişti. Ve Martin Eden bireyciliğe karşı yazılmış bir parodi romandı. Niçevari bu tipi yerdiğini iddia ediyordu London. Jack London, roman yayımlandıktan sonra kendisine yöneltilen eleştirileri bu şekilde savuşturmuştu elbette fakat benim görüşüm böyle değil. Ben romanı okurken neredeyse bütün cümlelerin aslında bir “katarsis” olduğunu hissettim. Jack London, kendi geçmişini, bugününü ve bilinçaltını yapay bir karakter üzerinden çatır çatır aktarmış. Aslında kendi özünde de yatan o bireyci kişiliği herkesin önüne serip “Gelin bakın, onu hep birlikte öldüreceğiz!” diye haykırmıştır. Martin’in sosyalizme dair yaptığı birçok eleştiri, esasında London’ın kendi içini kemiren ve bulunduğu noktada neden rahat oturamadığını dile getiren sır yüklü bilgilerdir. Çünkü kendisi de Martin gibi çileli bir yolculuktan sonra ünlü bir yazar olmuş ve sonrasında kazandığı büyük ünle birlikte “Devrim için!” imzasının gölgesinde sosyalizme ters bazı görüşlerden sıyrılamamıştır. Martin Eden’da yer alan ana karakterlerin çoğu London’ın kendi hayatında etki bırakmış bazı tiplerdir. İlk aşkı Mabel, kitap dostu Sterling; Ruth ve Brissenden olarak karşımıza çıkarken koldaşı Joe ve bir türlü sevmeyi beceremediği emekçi sevdalısı Lizzie de London’ın geçmişine ait duygu kırıntıları içeren etkileyici kişilerdir. Yusuf Atılgan’ın da dediği gibi “Bay C Lizzie’nin peşinden gitseydi roman burada biterdi.” Eserde işlenen ana konu “genç ve kaba bir denizcinin yazar olma macerası” gibi görünse de aslında derindeki “fikir inşası” süreci asıl konudur. Martin’in tıpkı Hay bin Yakzan’daki gibi sıfırdan ve kendi çabasıyla “olmuş” bir insana dönüşme çabası her okurun mutlaka tanıklık etmesi gereken bir süreç. Toplumun riyakârlığını gözlemdikçe dibi boylayan gerçekçi bir karakterin hazin öyküsü: Martin Eden Her yaşta, her çağda, bir daha bir daha okunmalı.
Martin Eden
Martin EdenJack London · İletişim Yayıncılık · 201790,9bin okunma
·
1 artı 1'leme
·
477 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.