Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Ali sınır boylarındaki yaşam koşullarının elverdiği ölçüde edebiyat etkinliğini devam ettirdi. Yeni şiirler yazdı ve 982/1574'te Divan'ına son halini verdi. İstanbul'daki bir tanıdığına Bosna'dan gönderdiği nükteli bir mektubun da tanıklık ettiği gibi, edebiyatçı dostlarıyla yazışmayı sürdürdü. Sözü edilen mektup Ali'nin o yıllardaki toplumsal ve dinsel tutumları konusunda bir fikir vermektedir. Mektup o sırada Selanik'te görevli bulunan Mahmud Çelebi adlı birinin, İstanbul'da oğlancılığıyla nam salmış bir arkadaşının kendisinden bir konuda bilgi istediğini iletmesi üzerine yazılmıştı. İstanbullu tehlikeli bir hastalığa yakalanmış ve eğer iyileşirse oğlanlardan vazgeçeceğine resmen yemin etmişti. Gerçekten de iyileşmiş, ama sağlığıyla birlikte eski arzuları da geri gelmişti. İstanbul uleması yeminle nedamet getirdikten sonra yeminden dönmenin meşru bir yolu olmadığını söylediğinden zavallı adam Mahmud Çelebi'ye Selanik hahamlarından eski eğilimlerine izin verecek bir yasal yöntem bilip bilmediklerini öğrenmesi için yalvarıyordu. Yahudi bilginlerden olumsuz yanıt alan Mahmud Çelebi de Katolik ve Ortodoks papazların görüşlerine başvurması için arkadaşının isteğini Ali'ye iletmişti. Ali mektubunda sorunu Venedikli, Sırp ve Hırvat din adamlarına danıştığını ve hepsinin de yeminin bozulamayacağını söylediğini belirtir. Sonra da adama sorununu çözecek bir yol önerir; kadınları denemesini, karşı cinsle ilişkinin hem daha zevkli ve sağlıklı hem de daha erkekçe olduğunu söyler.
Sayfa 108Kitabı okudu
·
80 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.