Kitabı okumadım, hissettim; kendimi bulmak için şehir şehir gezdim. ''-Bir hikaye anlatın bana! -Nasıl bir hikaye? -Aklınıza ne geliyorsa: bir hikaye. -Çok sevdiği güzel karısı kaçmış bir gün adamın, dedi Galip. O da onu aramaya başlamış. Şehrin neresine gitse karısının izine rastlıyormuş, ama kendisine değil... -Evet? -Bu kadar. -Hayır, hayır, daha devamı olmalı! dedi! ihtiyar köşe yazarı. Şehirde bulduğu izlerde ne okuyor bu adam? Karısı gerçekten güzel mi? Kime kaçmış? -Şehirde bulduğu izlerde kendi geçmişini okuyormuş bu adam. Güzel karısıyla kendi geçmişinin izlerini Kime kaçtığını da bilmiyormuş ya da bilmek istemiyormuş, çünkü gittiği her yerde karısıyla kendi geçmişinin izlerine rastladıkça, karısının kaçtığı adamın ya da yerin, kendi geçmişinde bir yerde olması gerektiğini düşünüyormuş.'' s. 94 Kitaptan alıntı olan bu cümleler aslında kitabın özü. Galip'in evi terk eden karısı Rüya'yı ararken kendini aramasını okuyoruz aslında. Rüya, Galip'in çocukluk arkadaşı, sevgilisi ve eşidir. Rüya polisiye kitap okumayı sever ayrıca çeviri yaparak edebiyatımıza da katar bu eserleri. Galip ise polisiye kitaplardan nefret ediyor. Fakat karısının aceleyle bir defterden yırtılmış sayfaya 19 kelimelik bir veda mektubu bırakmasıyla bir polisiye dedektifi oluveriyor. Celal ise Galip'in amca oğlu ayrıca Rüya'nın üvey abisi. Celal, yazıları çok sevilen bir köşe yazarıdır. Kara Kitap bize bu konu çerçevesinde sunuluyor gibi gelebilir fakat bu sadece buz dağının görünen kısmı. Buz dağının görünmeyen kısmı şöyle: İstanbul, Konstantinopolis, Roma, Alaaddin'in dükkanı, Mevlana ile Şems, Şam, Hurufilik, askeri darbe, Hüsn-ü aşk, binbir gece masalları, Osmanlı Şehzadeleri, Türkan Şoray ve daha nicesi. Galip-Rüya-Celal hikayesini okurken Orhan Pamuk tutuyor bizi hiç beklemediğiniz başka bir diyara götürüyor. Okurken olaylar birbirinden bağımsız gibi geliyor fakat aslında kenetlenmiş bir durumda. Not: Postmodern bir roman olmasından kaynaklanan sebeplerden dolayı içerisinde dil oyunlarına, geri dönüşlere ve metinlerarasılığa yer verilmiştir. Bu türde hem sorgulama hem de yanıt arama yan yanadır. Çoğu okur postmodern edebiyatı soyut bulduğu için yarım bırakıyor. Naçizane düşüncemi söylemem gerekirse böyle kitaplar her zaman bir çırpıda okunmaz, emek ister; kitapları hep insanlara benzetmişimdir, okunması kolay zevkli kitaplar vardır elimizden düşmez başladığımız gibi biter, her yaşta okuyabiliriz ama bazı eserler vardır ki onların yaşı vardır, kitap bir şarap gibi yıllandıkça okurunun birikimi çoğalır ve kitabı yarım bırakmaz aldığı zevke doyum olmaz ve kitabı okumaktan ziyade hisseder.

Kara KitapOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20229bin okunma

·

429 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Şeyma Agatha C.