1920'lerin İran'ında başlıyor eser ve öncelikle Şah Rıza Pehlevi Dönemi, baskı altında yönetilen halk, karışıklıklar tasvir ediliyor. Daha sonra İran'ın en başarılı ressamı Makan Hoca ve onun en ünlü eseri olan "Gözleri" tablosuyla tanışıyoruz. Tüm İran'da bu tablonun sırları ve gözlerin kime ait olduğu merak ediliyor.
Yazar ise; tüm hayatını gözlerin sahibi olan kadını aramaya ve hocanın hayatını araştırmaya adamış bir adam olarak karşımızda. Böylelikle kitap, ressam, meçhul kadın ve yazar arasında geçiyor.
Sürükleyici bir aşk romanı olmasının yanı sıra, dönemin siyaseti çok iyi aktarılmış.
Uzun süredir kitap okuyamazken bana ilaç gibi geldi. Elimden bırakamadım, bayıldım.