Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.35
Gönderi
4 ciltlik İnce Memed serüveninin sonuna geldik. Kitaptaki hikaye son bulsa da şunu bir iyice öğrendik ki dünyada ne zulüm biter ne de o zulmün karşısına dimdik dikilecek Memedler biter. Bu dünya varoldu olalı devran böyle döner gider. Abdi gider Ali Safa gelir, o gider Çiçekli Mahmut gelir, Murtaza gelir, heleki eline hem parayı hem yetkiyi alan Arif Saim gibiler bile gelir. Onlar geldi mi de Memedler bir bir değil yedişer yedişer gelir.
Her kitap bir dikenin tasviriyle başlayıp yakılması ve toy kurulup köylünün halaylar çekmesiyle bitmekte. Sırasıyla Çakırkeni, karaçalı, kevendikeni, devedikeni anlatılırken o ciltte anlatılan hikaye ve şahısların kişilik özellikleri de dikenler betimlenirken anlatılanlarla benzer nitelikte. Yaşar Kemal’in ustalığını net bir şekilde görüyoruz.
Hikaye kısmının kısa özetine geçmeden şunu da belirtmek istiyorum ki; zulüm altında kan ağlayan köylünün umudu İnce Memed dahi bu işin sırrını anlayamamakta. Zulüm gören köylü Mehmed’in ele vermedikçe artan zulüm dozajı, falakalar, işkenceler hatta ölümler. İşte İnce’yi bir umut bir çıkış yolu olarak gördüklerinden katlanıyorlar hepsine. Ağaların konuşmalarında yer yer geri kalmışlıktan ötürü sahip çıktıklarına gönderme yapılan köylünün direncinin asıl sebebi bu umut. Tabii ağalar beyler de biliyor bu durumu, İnce’nin köylüyü isyan ettireceğini düşünüyorlar ama işlerine onların gerici olduklarından ötürü İnce Mehmed’in uçurup kaçırıp taptıklarını öne sürerek kendilerini avutuyor ve zulümlerine kılıf buluyorlar. İnce Mehmed’in de bu umuda karşılık rahat yatağını evini bırakıp eşkiyalığa dönmesi kaderin ona cilvesinden öte bir nevi sorumluluk olarak anlatılıyor.
Evet 4. Cildin başlarında Ferhat Hoca çeteyi devralmış, İnce Mehmed’in de Abdülselam Hoca’nın yanına yerleşmesi anlatılıyor. Müslüm’ün yardımıyla yılanların Akçasaz’dan kurtulan Memed, hocanın yeğeni olarak tanıtılıyor ve kasabaya yerleşiyor. Seyran ve Hürü Ana da yanına geliyor ki değmeyin keyfine. Şaşaalı bir yaşam, davetler, dert yok para çok insan daha ne ister değil mi? Ama öyle değil işte. Zulmü gördüğün yerde sesini çıkaramamazlık edemiyorsan öyle değil. Toroslarda Ağalık belası var da Çukurova’da yok mu? Daha beteri var, Kanuna uymayıp köyleri su bastırarak çeltik eken kan emiciler var. Tabii bu Şakir Ağa’nın karşısında da Memed misali Muallim Rüstem var. Ancak muallimin karşı koymaları artınca Şakir Muallim’i öldürtüyor ve Memed de yemeden içmeden kesiliyor aylarca kimsenin yüzüne bakmıyor sonra da eşkiyalığa geri dönüyor.
Hikayenin diğer kısmında da Murtaza, Topal Ali ve Kürt Rüstem anlatılıyor. Kasabada İnce’nin canının atta olduğunu onun öldürülmesi gerektiği fikri yayılır her yerden atlar gelmeye başlar. Ağızda mühürlü at aranır, işin içinden çıkılamayınca yağır bir ata İnce’nin ağzı mühürlü atı denir ve at vurulur, kendi uydurdukları yalana inanırlar. Sonra ak libaslılar atı alıp dağın doruğuna çıkarırlar, plan ters teper. İnce Memed iyicene efsane olur. Herkes adını Memed yapar, yedili çeteler kurulup zulme başkaldırır. Burada halkım cahilliğinden dem vururken, savaşta asıl kahramanın halk olduğunu, hatta eşkiyaların da savaştığını ama savaştan sonra alakasız kişilerin kahramanlık gösterdiğinden bahisle topraklara kondukları ve “ bey” oldukça güzel aktarılmış.
Bu kez Arif Saim Bey’in olaya müdahil olmasını istediklerinden onun konağını bastırırlar ve İnce yaptı derler. Arif Saim olaya dahil olur ve eski silah arkadaşı Bayramoğlu’nu İnce’nin peşine düşmeye ikna eder. Eski dostları Bayramoğlu’nun yüzüne bakmaz hürmet göstermez o da içindeki kurdu durduramaz. İnce’yi tuzağa düşürüp sıkıştırır ama sonra onun yanına giderek kaçmalarını sağlar ve kendisi can verir, bir nevi kendisini affettirir.
Bu olaydan sonra iyice azıtıp dağ taş İnce’yi ararlar. İnce dedelerin Alevilerin köylerine gider onların aralarına karışır. Pirlere kırklara bol bol selam çakılır. Arif Saim Bey de tılsımı bozmak için Anacık Sultan’ı getirtir. Onu konuşturmaya çalışır aşağılar ama gık çıkmaz. Kertiş Ali de konuşturmak ister yalvarır ama ses yok. Bir sabah kasaba uyandığında yüzbaşı, Kertiş Ali ve Anacık Sultan ölü yatıyor. Bunu da İnce’ye atarlar ama kimse inanmaz.
Acil durum üzerine Karafırtına. Miralay gelir ve Memed’in peşine düşer. Kar, boran demeden kovalar yeri gelir sıkıştırır ama köylü artık Memed’i asla yedirmez. Dayaktan kırılır, ölür, sürülür ama gık demez. Yedi Memedler bitirmeye çalışır. Memed Albayı öldürmek için pusu kurar ama elinden kaçırır. Albayı öldürmek ahdı üzerine Bekir Çavuş’u nasip olur.
Arif Saim için artık çözüm kalmamıştır. Köylü desteğini kesmek için tüm toros köylerini Çukurova’ya göçe zorlar. Herkes yollara düşen de Memed de boş durmaz albay yerine gelen binbaşıya tuzak kurar ama küçük gördüğünden vurmaz. Asım Çavuş teslim ol der teslim de olmaz. Hoca ve çete çarpışırken Memed Hürü Ana’ya gider, dağdan getirdiği atına atlar ve Ali’yle gidip Arif Saim Bey’i kurşunlar. Ali de muhtemelen Murtaza’yı haklar öcünü alır. Memed yine dağa çekilir ve bu kez tüm dikenler üst üste koyup yakılır.
Kitabın son kısımlarında ortaya çıkan Çocuk Memed ve İnce’nin onunla kurduğu güzel iletişim de sağlam bir referanstı bence, Memed’lerin bitmeyeceğine zulmün karşısında hakkı savunanların mutlaka var olacağına bir işaretti sanki. İlk kitabı okuyup bırakanlar da olmuş ama bence tüm seri okunmalı. Yer yer tekrarla düşer gibi olsa da veya destansı dil ağır gelebilse de bunlar denizde katre misali. Bu şiirsellik muhtevasında anlatılan destanımsı zulme karşı koyma hikayesi hem bir farkındalık yaratıyor hem de yeni ufuklar açıyor. Keyifli okumalar.
·
74 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.