Gönderi

248 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 29 hours
Bir kitaba başladığınız esnada sonunu tahmin etmenize rağmen sayfalar parmaklarınızın arasında akıp gidiyorsa, o eser kaliteli bir eserdir bana kalırsa. 248 sayfa nasıl ilerledi, nasıl bitti inanın anlayamadım. Bazı eserler vardır hani eğlendirir insanı, eģlenceli olunca çabucak okunur haliyle ama buram buram hüzün kokan bir eser bu denli mi bağlar okuyucuyu kendine? Bir ayağını uzun zaman önce çeşitli sebeplerle yitirmiş bir baba ve onun yazar olan oğlunun hikâyesi... Bakmayın böyle söyleyince basit göründüğüne; eserin içerisinde kocaman bir ömür ve bu ömre sığdırılmış birbirinden kıymetli duygular mevcut. Hep deriz ya 'Anne gezindiğin bağ, baba yaslandığın dağdır.' diye, işte bir dağın omuzlarındaki yükü taşıyabilmek adına verdiği mücadele ve bu mücadelede en değerli varlığı olan ailesinin yaslandıkları dağın yıkılmaması uğruna gösterdiği fedâkarlık duru bir Türkçe ve buruk bir kalem ile okuyucuya sunuluyor. İnsanın başucundayken kıymetini bilmediği, günlük meşguliyetlere dalıp yeterince vakit ayıramadığı, sevgisini bütün şeffaflığıyla dile getiremediği kişiler gün gelip de yanında olmadığında oluşan boşluk duygusu daha güzel anlatılamazdı sanırım. Eserde anlatılan yaşamöyküsünü okurken Hasan Ali Toptaş'ın gerçek hayat hikâyesi olabileceğini düşünmeden edemedim açıkçası. Zira hem olayın geçtiği yer (Denizli) hem de başkarakterin bir yazar olması ve olayların fazlasıyla etkileyici bir şekilde okuyucuya yansıtılması beni bu düşünceye sevketti. 2016'nın sonuna gelmişken arkama dönüp baktığımda yanıma kâr kalan, okuduğum en güzel eserlerden biri oldu. Denizli'de bir kasabaya gidip, hayatta her an bizi karşılayacak olan tarifsiz kederle tanışmak, yüzleşmek ve en önemlisi koca bir ömre şahit olmak isteyen varsa buyursun.
Kuşlar Yasına Gider
Kuşlar Yasına GiderHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 201919.9k okunma
·
12 views
Yasemin okurunun profil resmi
Aklınızdan geçen şey yazara da sorulmuş.Sizin hayatınız mı diye.Hatta kitabın bir kısmında bu konuya istinaden dokundurma yapılmış.Evet Toptaş yakın bir zamanda babasını kaybetmiş ama kendi hayat hikayesi değilmiş.Ben de zevk alarak okumuştum aynı zamanda hüzünlenerek. Heba'yı okumadıysanız onu da tavsiye ederim.Bu arada samimi bir incelemede bulunmuşsunuz.Keyifli okumalar;)
Şeyma Öztürk okurunun profil resmi
Teşekkür ederim verdiğiniz bilgi ve tavsiye için. :) Heba'yı henüz okumadım fakat herkes öneriyor. Bütün kitaplarını okumayı düşünüyorum yakın zamanda.
Selman Ç. okurunun profil resmi
Tam olarak yazarın hayatı olmasada kendi hayatından izler taşıdığı aşikar. Bir röportajında bu kitap sorulduğunda "Annem çok konuşur, Şehrazat gibi, sürekli iç içe geçmiş hikayeler anlatırdı. Günlük hayatta olup bitenleri böyle dile getirirdi. Babam ise sessizliğiyle, yüz ifadesi, göz rengi, suskunluğuyla Beckett gibidir. Ama romandaki baba, babam değil. O, romandaki baba. Romandaki oğul da ben değilim. Hem benim hem değilim. ‘Kuşlar Yasına Gider’ otobiyografik bir roman değil. Zaten, yazar “otobiyografik bir roman” demediği sürece hiçbir roman öyle değildir." demişti. Romandaki hem Hasan Ali Toptaş hem de değil :) Ayrıca güzel inceleme için teşekkürler. Bu kitabı da konusu itibariyle çok merak ediyorum ancak diğer kitaplarını da okuyup en son bunu okuma niyetindeyim. Bakalım hayırlısı :)
Şeyma Öztürk okurunun profil resmi
Ben de ropörtajı incelemeyi yazdıktan sonra okudum. Dediğin gibi kendisinden fazlaca iz taşıdığı aşikâr. :) Rica ederim. Keyifli okumalar şimdiden. :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.